Yüce dinimiz İslam’ın, fert ve cemiyet halinde yaşayan insanın hayrına getirmiş olduğu yükümlülükler vardır. Bu yükümlülüklerin en önemlilerinden biri de kişinin kendisinin, ailesinin ve çocuklarının nafakasının tedariki için kazancının helal yollardan olmasına önem vermesidir.

Dinimiz insanların haklarını güvence altına almak, onların aldatılmalarının önüne geçmek, gayri meşru kazancı önlemek için tedbirler almış ve yasaklar getirmiştir. Müşteriyi aldatmak, malın ayıbını ve kusurunu gizlemek; çalışanı mağdur etmek, çalışanın emeğinin karşılığını zamanında vermemek; çalışanın da emeğini sarf etmeden ücret alması, işini zamanında yapmaması; usta ve sanatkârların işini doğru yapmaması, kamu hakkını yemek, devlet malını zimmete geçirmek, vatandaşı rüşvet vermeye zorlamak için işi zorlaştırmak, uyuşturucu madde satmak, fırsatları ganimet bilip fiyatları artırmak, umut tacirliği yapıp insanlara kısa yoldan zengin olma hayalleri aşılayarak onları kumara alıştırmak, borç verme ve mağdura yardım etme hasletlerinin kaybolmasını fırsat bilerek darda kalan insanlara faizle borç para verip tefecilik yapmak, hırsızlık, gasp, kapkaççılık, dolandırıcılık, hileli iflas, sahte boşanma sureti ile sahte evrakla maaş almak, yetim malı yemek vb. gibi yasaklar haram malı önlemek içindir.

Her konuda olduğu gibi yüce dinimiz helal kazancın yolunu da bize gösteriyor.

Bu hususta yüce Allah (c.c) “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin. Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.”( Bakara 2/168) Diğer bir ayette de “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin, ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyiniz. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.”( Nisa 29)

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de alın teri ile kazanılana dikkat çekerek “Hiçbir kimse asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allah’ın Peygamberi Davut (a.s) da kendi el emeğini yerdi.”( Buhari Buyu’ 15) buyurmuştur.

Öte yandan dua ve ibadetlerimizin kabul olması için boğazımızdan geçen lokmanın helal olması şarttır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) “Bir kimse (Allah yolunda) uzun sefere çıkar. Saçı başı dağınık toprağa bulanmış vaziyette Ya Rabbi! Ya Rabbi! diyerek ellerini gökyüzüne açar. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir.” (Müslim Zekat 65) buyurmuştur.

Her Müslüman’ın gayesi helal kazanç elde etmek olmalıdır. Başkalarının haklarına riayet etmek, helale-harama dikkat etmek, meşru yollardan kazandığı malı da israf etmemek, Müslümanların en önemli görevlerindendir.

Son olarak Hz. Peygamberimizin (sav) “Ailesinin geçimini helalinden kazanmak için koşan kişi, Allah yolunda cihat yapan kişi gibidir.” (Mesabih) buyurmuştur.

Şu mübarek Cuma hürmetine Zeytin Dalı harekatına katılan bütün Mehmetçiklerimize güç, kuvvet, sabır ve en kısa zamanda fetih diliyorum. Şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Dua ve aminlerimiz sizinle, Kızıl Elma’ya yol alan Mehmetlerim!