"Mahallemizin çöpleri üç aydır uykuya yattı adeta... Konak adına yakışmayan bu görüntüler nedeniyle çalmadığımız kapı kalmadı" diyor mahalle halkı, sonuç mu?...

Fotoğrafta da göründüğü gibi çöpler, Konak Mahallesi’nin Hekim Sokağında yaklaşık 3 aydır, halı sahanın dibinde, çocuklarımızın oynadığı bölgede konaklamakta. Aramadığımız yer kalmadığı halde bizim dışımızda hiç kimse bu durumla ilgilenmedi. Hal böyle olunca da çöp yığını her gün biraz daha büyüdü ve başta inşaat atığından oluşan çöp yığınına yataklar dahi eklendi…  Ve zamanla bölge şehir çöplüğüne dönüştü.

BİR AN EVVEL KALDIRILSIN

Yetkililerden ricamız, her kimin sorumluluğundaysa, bir an evvel gelip bu çöpleri sokağımızdan kaldırmaları yönündedir. Çocuklarımız tüm gün sokakta ve de halı sahada. Çöpler her gün daha tehlikeli hal alıyor. Görüntüyü geçtik, eminiz çok yakında farelere ve börtü böcüye ev sahipliği yapacaktır.

Gereğinin yapılmasını önemle arz ederiz.

Saygılarımızla

Hekim Sokak Sakinleri

Teknoloji ilerlese ne olur insanlık öldükten sonra...

Pınarbaşı’nda oturuyorum. Doğma büyüme Bursalıyım. Yüzde 40 menenjit engelim söz konusu ve yaşadığım bazı ciddi sıkıntılarım var. Bu yüzden de köşeniz aracılığı ile tüm kurumlara, yetkililere onları bildirmek istiyorum.

EN BÜYÜK ACIYI YAŞADIM

Demem o ki; 5 Eylül 2018’de, alzheimer hastası annemizi kaybettik. Bakımevinde kaldığı için, kurum ölüm raporu getirmemi söyledi. Evden erkenden çıktım ve devlet hastanesine gittim. Gördüğüm ilk görevliye raporu kimden alacağımı sordum ve bir odaya yönlendirildim.

MUHATAP BULAMADIM

Ancak gösterilen oda kilitliydi. Bilgi almak için birini aradım fakat muhatap olabileceğim kişi (mavi giyimli bir kadın) yaklaşık yarım saat sonra geldi. Tam sorumu sormaya hazırlanıyordum ki kadın sanki ben yokmuşum gibi, elindeki akıllı telefonu ile uğraşmaya başladı… Etrafta olan bitenden bir haberdi zaten.

BAŞINDAN SAVMA DERDİNE DÜŞTÜ

“Darlanma” dedim kendime ve görevli kadına annemin ölüm raporunun gerektiğini söyledim, yardımcı olmak yerine beni başından savma derdine düştü. Engelli kartımı gösterdim, oralı dahi olmadı… Aksine, zerre kadar umurunda olmayan bir tavırla “Benim işim değil” deyip durdu.

BENİ ‘YOK’ SAYDI

Açıkçası ben bu kadının işinin ne olduğunu da anlayamadım. Dayanamadım ve “Sizin işiniz o değil, bu değil, peki işiniz hastaneye gelip akıllı telefonla oynamak mı?” diye sordum. Öylesine ‘yok’ yerine koymuştu ki beni, bu sorumu dikkate dahi almadı ve oynamaya devam etti. İşte o anda benim de bir akıllı telefonum olmasını istedim ki bu görevlinin fotoğrafını çekebileyim. Ancak yoktu maalesef… Peki sadece bu görevli hanım mıydı bu durumda olan! Ne yazık ki hayır.

SAĞLIK MÜDÜRÜNE GİDECEĞİM

Sabrım iyice zorlanmıştı ve “Bu küstahlık nedir!? Ben bu işin peşini bırakmayacağım. Gidip Sağlık Müdürümüze birebir konuyu aktaracağım” desem de, “Başımdan git de, nereye gidersen git” modunda bu kez sadece bana bakmakla yetindi ve oyununa geri döndü…

ACİL SERVİSE GİTTİM

O arada olup bitene seyirci kalan sıradan bir vatandaş bana bir yer gösterdi ve “Oraya git amca” dedi…  Çaresiz, vatandaşın gösterdiği yere, acil servise gittim. Acil serviste çare ararken, örtülü görevli bir kadın beni çağırdı ve “Gel şuraya otur amca. Senin işine ben bakacağım” dedi.

Bu anlayışta görevli de var

Bazı işlemler yaptı ve her ne kadar “Az sonra rapor gelir amca, meraklanma” dese de bu kez de beklenen rapor bir türlü gelemedi. Bu durumdan hiç gocunmayan görevli kadın, masasından kalkıp sırf benim işimi görmek için kağıdı almaya gitti ve de annemin ölüm raporunu bizzat kendisi getirip bana teslim etti.  

NİHAYET ÇÖZÜMLENDİ

İki hanım, iki bakış açısı… Acil servisinde ‘işi olmadığı halde’ sorun etmeyip bana yardımcı olan, ismini bilmediğim görevli kardeşimize çok teşekkür ederek elimdeki raporla nihayet hastaneden ayrılabildim. 

MORG’A KİLİT

Sabah oldu. Cenaze morgdan alınacak. 3 cenaze aracı sırada bekliyor, kapıda ise bir zincir ve üzerinde kilit. En nihayetinde kapılar açılıyor ve tabutu 4-5 kişi tutarak morgdan cenazemizi alıp oradan da ayrılmayı başarıyoruz. Annemize mi yanalım, olup bitenlerle mi savaşalım biz bilemedik…

TELEONU ELİNE ALAN İŞİNİ UNUTUYOR

Ve güzel şehrimizde yaşanan tüm bu davranışların bir çoğunu da ne yazık ki akıllı telefonlara borçluyuz! Çünkü eline telefon alan belli ki işi unutuyor. Ne acıya saygı kalmış, ne engelliye, daha doğrusu hiç kimseye. Halbuki bende yıllarca çalıştım ve de 32 yıl prim ödedim. Ancak ne ben ne çalışma arkadaşlarım hiç böyle yapmadık… Teknoloji ilerlemiş, ancak insanlık ölmüş… Yazık!

(devamı pazartesi )

Erdem ATEŞ

Pınarbaşı Mahallesi

*** 

BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN CEVAP VAR

Sayın Sevinç Çelebi;

10 Eylül 2018 tarihli Bursa a Gazete Sevinç Çelebi ile “Vatandaş Hattı” köşesinde yayınlanan “Çağrı değil azarlama merkezi!” isimli haber, Kurumumuz ilgili birimi tarafından incelenmiştir.

Yapılan inceleme neticesinde Alo 185 Çağrı Merkezi kayıtlarında, şikayet sahibine ait herhangi bir kayda rastlanılmamıştır. Vatandaşımızın iletişim bilgilerinin tarafımıza eksiksiz iletilmesi durumunda gerekli inceleme yapılabilecektir.

Bilginize sunar, iyi çalışmalar dileriz.

Bursa Büyükşehir Belediyesi

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı