Afetler günlük hayatımızı etkileyen olaylar bütünüdür. Genel olarak afetin tanımına baktığımızda; Yerleşim, üretim, alt yapı, ulaşım, haberleşme gibi genel hayatın zorunlu vasıflarını ve akışını bozacak ölçüde aniden ve belirli bir süreç içerisinde meydana gelen doğal yer ve hava hareketleridir.

Bilim adamları afetin nerede ve ne zaman olacağını (deprem) önceden bilinemeyeceğini açıklamaktadırlar. Ancak afetlerin etkilerine karşı önceden önlem alınarak en az kayıpla kurtulabileceğini de deklere etmekteler.

Yaşadığımız bu şehirde afet olmaz mı, olursa afetlerin etkilerine karşı nasıl ve ne şekilde tedbir almak lazım? Bireysel olarak afetlerin etkilerine karşı eğitim almak, afet beceri tekniklerini öğrenmek gerekmektedir.

İşte, zarar azaltma mantığı ile yaşam biçimimizi afetlere karşı duyarlı bir şekilde gözden geçirmeli, çevremize bu gözle bakmalı, güvenli yaşam bilinci, afet öncesi hazırlıklı olma ve afetlere direncimizi toplum olarak artırmalıyız.

Ailemize ait bir afet planı olmalı “afet sonrası ilk 72 saat için” bir aile afet ve acil durum planı yapmamız gerekir. Planımızda evimizin güvenli yerleri, afet ve acil durum çantamızın düzenlenmesi ve evi tahliye planımız yer almalıdır.

Unutmayın ; "Depremler önlenemez, ancak depremlerin afetlere dönüşmesi önlenebilir." diyoruz. İşte tam da burada medyaya önemli görevler düşmektedir.

Gelişmiş batı ülkelerinde afete hazırlık sürecinde, kitle iletişim araçlarının rolü giderek artmaktadır. Birden çok işlevi olan bu kitle iletişim araçlarının başka bir görevi de halkı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bir afet bilinç kültürü oluşturmaktır. Afet öncesi bilgilendirme ve bilinçlendirme ise hayati önem taşımaktadır.

Toplumun afet konusunda hızlı, kolay, ulaşılabilir ve erişilebilir bilgilendirme ve bilinçlendirme aracı olan medyadan yararlanılmalıdır diyoruz.

Afet yönetimi, gerek geleneksel yaklaşımla, gerekse modern yaklaşımla ele alındığında medyanın afetlere karşı, hazırlık aşamasında ve afet sonrasında önemli bir rolü üstlendiği görülmektedir.

Bu nedenle; ülkemizde afetlerin en sık görüleni deprem, sel vb. doğal afetlerle toplumun acilen, bilgi ihtiyacını karşılayacak olan medyadır.

Afetlerden hemen sonra insanlar olup biteni bir an önce öğrenmek için görsel ve yazılı medyanın son dakika haberlerine bakmaktadırlar. Bu gibi olağan dışı durumlarda, medyanın en çabuk ve en doğru biçimde toplumu bilgilendirmesi, büyük önem kazanıyor.

Medyadan bilgi akışı kesintiye uğradığı zaman, bu sefer devreye dedikodular, abartılı söylentiler toplum arasında yayılmakta, böylelikle toplumda bir panik havasının oluşmasına yol açmaktadır. Bunun birçok örneği vardır. Dolayısıyla medya doğru bilgiye ulaşabilmeli ve toplumu tam ve doğru bilgilendirme görevini yerine getirmelidir. 29/08/2022