Türkiye, 15 Temmuz günü, “Askeri Darbe girişimi” veya darbecilerin “Yurtta Sulh Hareketi” veya “15 Temmuz askeri kalkışma girişimi” gibi adlarla anılacak bir darbe girişimine tanık olarak, karanlık ve uzun bir gece yaşadı. 
AK Parti-Gülen Cemaati çatışması kapsamında TSK'ya bağlı bir grup asker, yönetime el koymak amacıyla, yapılan girişimde, ülkenin Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere, kuvvet komutanları da derdest edildi. 
Askeri kalkışmanın, Ağustos ayında yapılacak olan “Yüksek Askerî Şûra” toplantısında ordu içerisindeki mensupları tasfiye edileceği öngörülen GülenHareketi'ne yakın çeşitli kademede askerî yetkililerin, bu “Tasfiye” hareketi önlemek ve Türkiye hükûmetini ele geçirmek amacıyla darbe hareketine giriştiği öne sürülmektedir.
Türkiye siyasi tarihinde 12 Eylül 1980 askerî darbesinden 36 yıl sonra gerçekleştirilen ilk askerî darbe teşebbüsü olarak kayıtlara geçen 15 Temmuz’un girişiminin sarsıntıları sürerken, tarihin tozlu raflarına göz atarak, oradan ders alacağımız pek çok olay ve isimlere bakalım. 
Tarihin tozlu raflarında, arkasında iz ve ad bırakan pek çok devlet adamı ve olay vardır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             Nûşirevân-ı Âdl..   

       Bunlardan biri Hz.Ömer’in halifeliği döneminde ortadan kaldırılan İran SasaniHanedanlığı’nın 19. hükümdarı Gavat/Kubad'ın oğlu olan Hüsrev, yani Nûşirevân-ı Âdl’dir. 

İslamiyet’ten önceki yüzyılda Araplar; Bizans İmparatorları için “Kayser” unvanı kullanılırken, İran Sasani kralları için de “Kisra” unvan kullanırlardı. İslamiyet’in zuhur ettiği yıllarda Sasaniler’in, Kitap Ehli(Hıristiyan) Bizanslılarla yaptığı savaşlarda üstün gelmesi, Bizanslıların mağlup olmaları, Mekkeli müşrikleri sevindirirken, Müslümanların üzülmelerine ve hakarete uğramalarına sebep olmuştu.

Kur’an-ı Kerim’in “Rum Suresi, 1-5 ayetlerinde” Kisra’nın galibiyetinin, mağlubiyete dönüşeceğini haber vermesi, Müslümanları sevindirmişti. İleriki yıllarda Sasani-Bizans Savaşında Bizans’ın galibiyeti ile Kur’an-ı Kerim’in mucizesi gerçekleşmişti. 

Kur’an-ı Kerim’de sözü edilen İran/SasaniKisrası I.Perviz’dir.  Perviz öldükten sonra kızı “Ben kraliçe olacağım”, kardeşi de “Ben kral olacağım”diye taht kavgasına başlarlar. Böyle bir ortamda,”Soruna çare buldum, diyerek ortaya çıkan Mazdek; iki kardeşi evlendirir. Biri kral, diğeri de kraliçe olur. 

Kubat/I. Kavad(488-531), Namus dâhil, her tür özel alana karşı çıkan, insanlara hayvani bir hayatı öneren, ilkel komünistMazdek’in dinini benimsemiş bir kraldır. Halka örnek olsun diye de “kendi kız kardeşiyle evlenerek kız kardeşini kraliçe yapmıştır.” Günümüzde kullandığımız “Gavat” kelimesi, bunun kralın yaptığı ahlak dışı bu davranıştan ötürüdür.

İran’da getirdiği dinini hâkim kılanMazdek, I.Gavad/Kubad’ı tesiri altına alır. I.Kavad/Kubad altın tahta, kendisi de gümüş tahta oturarak devleti birlikte yönetirler. Bu arada, Mazdek, I. Gavad/Kubat’a dinine girmeyi kabul etmeyen oğlu Hüsrev’i öldürtmek istemektedir.

Mazdek’in amacının başına topladığı 6 bin müritle devleti ele geçirmek olduğunun farkına varan Hüsrev,(Nuşirevan-ı Adl)kaçarak
babasının saygı duyup güvendiği dostu (Meşhur âlim Büzünrcmehr) giderek durumu anlatır, birlikte dönüp babasını Mazdek’ın amacı konusunda ikna ederler. 531 yılında babası I.Gavat/Kubad’dan hiç de iyi olmayan bir yönetim ve toplumsal yapıyı devralan Hüsrev (Nûşirevân),535 yılındaki mücadelesiyle Mazdek ve 400 bin müridini öldürüp, tarihteki ilk kominizmi ortadan kaldıran kişi olmuştur.
DEVAMI YARIN: (-Hüsrev, “Nuşirevan-ı Adl” yapan hikaye..)