Küçük bir çantaya iki parça giysi atıp yollara vurmuşum kendimi şu sıra… Bu yaz tatilinde bolca seyahat edip uzun uzun yollar yaptım…
Kimisi giderken, kimisi de dönerken hüzünlendirdi… Bazen de mutlu edip gülümsetti…
Yolculuklarım esnasında, uzun uzun yolları düşündüm.
"Belki de hepsinin bir hikayesi vardı" dedim kendi kendime.
Aydınlık yollardan, karanlık yollara...
Kalabalık yollardan, ıssız yollara... 
Çiçek açmış yollardan, kurak yollara… 
Virajlı, dik, düz yollara varana kadar çeşitliydiler…
Yolların en yoğun olduğu zamanlardır bayramlar…
Hiç beklenmedik bir tıkanıklık yaşarsınız, geri dönme şansınız yoktur.
Sağınız, solunuz, önünüz, arkanız, gözünüzün gördüğü yere kadar her yer doludur.
Fren-gaz-debriyaj üçlüsüyle bütünleşirsiniz adeta.
Ne gittiğiniz bellidir ne de durduğunuz…
Zamana karşı mücadele başlar, bir an evvel yolun sonuna varmaktır tüm dert…
Ancak her zaman istenildiği gibi kolay varılmaz gidilecek yere…
Bazı yollar uzundur, bazıları imkansız görünür, umudunu kaybedersin.
Bazen aracınızdaki teknik arızalar, zincirleme kazalar... 
Bazen hava şartları, bazen de trafik yoğunluğu alt üst eder tüm planlarınızı…
Bu durumda en güzeli sakin ve sabırlı olmak galiba…
Çünkü eninde sonunda yol açılacak, kaza varsa enkazlar kaldırılacak, güçlük çekilse de er ya da geç o yol tamamlanacak…
Tüm engelleri aşıp aşıp yolu bitirdiğinizde eğer yorgun, mutsuz, tansiyonunuz çıkmış, mideniz bulanmış, hasta, sağlıksız bir halde olursanız sona ermenin hedefe ulaşmanın keyfini asla yaşayamazsınız…
Onca çekilen sıkıntının, harcanan zamanın, verilen emeğin hiçbir kıymeti kalmaz…
Olağanüstü zamanlarda, çıkılan yollarda her şeye hazırlıklı olmalı insan…
Bir anlık öfke ve dikkatsizlik o yolu tamamlamanıza engel olabilir!..
Böyle zamanlarda herkesin bir yol hikayesi olduğunu unutmayın.
Yoldaki telaşe, kalabalık, an gelir biter ve etrafınız mucizevi bir şekilde tenhalaşır, sen de basar gidersin beklenmedik anda…
Varmak istediğiniz yere kazasız belasız ulaşmanız dileğiyle…
Yolunuz açık olsun