Geçen hafta beş gün boyunca İzmir'deydik.

"Milli Ses Ver" projesinin bir parçası olan "Milli Belgelendirme Sistemi" çalışmalarını yürütmek üzere, sanayide bir dizi ziyaretler yaptık.

Türk sanayisinin gelişiminin "Standardizasyon" ile olacak olduğunu anlattık, bilgilendik, yaptığımız görüşmelerden biz de faydalandık.

İzmir Atatürk OSB'de, NORM CİVATA A.Ş. kuruluşundayız.
Yetkililerle toplantıyı bitirdik, ayrılırken, giriş kapısında bir bey ile karşılaştık.

NORM CİVATA'nın kurucusu olduğunu öğrendiğimiz Nedim UYSAL Bey, bizim TSE'den geldiğimizi öğrenince ilk sözü şu oldu;

"Mehmet Yılmaz ARIYÖRÜK nasıl, iyi midir? Bu sanayi onun eseridir..."

 20 yıl önce TSE Başkanlığından ayrılan ve emeklilik hayatı yaşayan, TSE'nin efsane başkanı Arıyörük'ün hâlâ hafızalarda olduğuna şahit olunca şöyle dedik;

"Tohum saç, bitmezse toprak utansın!"

Heyette bulunan herkes ve bizler mutlu olduk ve aslında önemli bir de ders çıkardık; bu millete hizmet eden insanları, bu millet asla unutmaz...

Ve de sadece kendine hizmet edenleri asla hatırlamaz!

Arıyörük, sadece TSE personelinin değil, Türk sanayicisinin de gönlünde yer edinmiştir.

Bundan hepimiz, tüm TSE çalışanları ders çıkarmalıyız...

Ve N.F. KISAKÜREK'in mısralarıyla devam edelim;

"Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın!"

Utanacak olanlar utansın!

Ve son sözümüz; bu yapıyı ustada bırakmayacağız, bu bayrağı şerefle taşıyacak ve asla yere düşürmeyeceğiz…

***

ARIYÖRÜK, DÜŞÜNEN VE ÇÖZÜM ÜRETEN ADAM

İzmir'de olduğumuz zamanlarda, mutlaka kendisini ziyaret eder, elini öper, sohbetini dinleriz.

Kendisi ile sabah kahvaltısında buluştuk.

Sorduğu bir kısım sorulara cevap veremedik, zihninin bizden daha dinç olduğuna bir kez daha şahit olduk.

Hâlâ memleket dertleri ile meşgul olduğunu gördük, problemler karşısında çözüm önerilerini dinledik.

Ve şu sözünün altını çizmek istedik;

"Ekonomik ve iktisadi kalkınmanın temel taşı standardizasyondur..."

TSE personeli Tuncay Çimen, Hakan Karaçengel ve Kürşat Yılmaz ile birlikte dinlediğimiz Arıyörük Başkanımızın, TSE kadrosuna dönük şu sözleri ise bizlere verilebilecek olan en büyük onurdur...

"Bu Ocağın -TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ- yetiştirdiği yiğitlerle kurulacak Kabine;

Enflasyonu, faizi, işsizliği, cari ve bütçe açıklarını, kur çapkınını, kıtlığı, yoksulluğu-yokluğu, BİR DAHA DİRİLMEMEK ÜZERE TARİHE GÖMER, bir varmış bir yokmuş ederler.

Mensubu olmakla gururlandıkları Büyük Türk Milletinin hayat seviyesini, muasır medeni milletlerin üstüne çıkarırlar.

Türk Yurdunu öylesine imar ederler ki, herkes bu ülkede yaşamaya can atar.

Türk ekonomisini, dünya ekonomisini yönlendiren duruma getirirler.
MEHMETÇİK, dünyanın askeri coğrafyasını çizen olur.

Büyük Türk Milleti, sahip olduğu kültür ve eriştiği medeniyetiyle, dünya milletlerine örnek olur.

Faziletli, basiretli, şuurlu, fedakâr, vefalı, müstakil ve muhtar kimlik-kişilik sahibi yiğitler ocağı... Allah cümlesinden razı olsun."

Ve tüm TSE personeli adına kendisine cevabı biz verelim; Allah sizden razı olsun.

Bizleri sadece iş ve meslek sahibi yapmadınız!

Bizlere önemli bir kimlik, onur duyacak olduğumuz bir kurum bıraktınız.

Rahmetli olan TSE başkanlarımızı rahmetle anmak istiyoruz.

Bize göre Mehmet Yılmaz ARIYÖRÜK;

Bir deryadır…

Sadece bize değil, binlerce insana dokunmuş…

On binlerce insana fayda sağlamış…

Türk sanayisine önemli katkılar yapmış…

Devlet İstatistik Enstitüsü ve Türk Standardları Enstitüsü’ne çok büyük emekler vermiş…

Türkiye’de kalite hareketini başlatmış…

Dünyada kalite alanında Türkiye’yi başarı ile temsil etmiş… Karamanoğlu’nun örnek aldığı mümtaz bir büyüğümüzdür…

Ona vefamız var…

Ona saygımız var…

Ona sevdamız var…

İzmir’e gidince onun elini öpmek birinci vazifemizdir.

(Aramızda kalsın, Karamanoğlu’na el de, onur da vermiştir…)

Efsane başkanımız, iyi ki varsınız, uzun ve sağlıklı ömürler diliyoruz.