Uzun yıllardır Yavuz İSKENDEROĞLU'nu tanırız.

Zannediyorum 2003 yılıydı, TSE Bursa Bölge Müdürüyüm ve bir gazetede bir haber gördüm.
"İskender Kebap ISO 9001 belgesi alıyor, çalışmalara başladı" şeklinde devam eden haberi görünce kendisini aradım.
Yapılan kalite çalışmalarında başarılar diledim, çalışmayı kiminle yaptıklarını ve yönetim sistemi belgesini nereden alacak olduklarını sorduğumda, "Konuyla ilgilenen personelini bize yönlendireceğini" söyledi.
 
Az biraz sonra ilgili kişi bize döndü, merakımızı giderecek soruları sorduk, gerekli cevapları aldık.
Bir danışman kuruluşla çalışmaları yürütüyorlar ve yabancı bir belgelendirme kuruluşundan yönetim sistemleri belgelerini alacaklar! 
Çünkü danışman kendilerini o kuruluşa yönlendirmiş, "Al gülüm, ver gülüm" gibi bir şey...
Tekrar Yavuz İSKENDEROĞLU'nu aradım.
Durumu kendisine anlattık, yapılan işin doğru bir yöntem olmadığını, kaynaklarını bu şekilde israf etmesine gerek olmadığını, bu çalışmayı TSE ile yürütmesi gerektiğini, TSE'nin milli ve ciddi bir kuruluş olduğunu, İskender Kebap'ın da milli bir yiyecek olduğunu, kalitenin ihmal edilmemesi gerektiğini, belgelendirmenin ciddi bir iş olduğunu anlattık.
Ne yaptı biliyor musunuz?
Aynı gün, aynı dakikada, ilgili danışmanla olan sözleşmesini fesih etti, kalite ekibini bir araca doldurdu, TSE'ye getirdi ve kalite çalışmalarını TSE ile birlikte yürüttü, yönetim sistemi belgelerini TSE'den aldı ve o gün bu gün, İskender Kebap TSE belgelidir.
TSE olarak da konuya verdiğimiz önemi şöyle ifade edelim, belge törenine, o dönem TSE Başkanımız Sn. Kenan MALATYALI katılmış, belgeyi Yavuz Bey’e takdim etmişti.
 
İşte bu yüzden, Yavuz İSKENDEROĞLU ve İskender Kebap, kalitedir, kalitelidir ve TSE belgelidir...
Geçen hafta bizi aradı...
Kızgındı, kırdındı ve telefonda sitemlerini iletiyordu!
Yanlış anlamayın, bize ve TSE'ye değildi kızgınlığı ve kırgınlığı! 
"İskender" markasını haksız yere kullanan ve taklit-tağşiş yaparak kendi kuruluşunun adını da algı olarak gündeme getirenlere çok kızgındı.
Bu kızgınlığı neticesinde, ulaşmış olduğu bürokratların, kendisine tatmin edici bir cevap vermemelerinden dolayı, bürokrasiye kırgındı.
Buraya kadar her şey normal karşılanabilir!
Ama bir müteşebbis, devleti temsil eden bürokratlar nezdinde derdine çare bulamıyorsa, bir süre sonra bu kırgınlık, devlete olur ki, işte o zaman bu süreç tehlikeli bir durumdur.
 
Kendisini dinledik ve haklı bulduk.
"İskender Döner Kebap" markası tescilli mi?
TESCİLLİ... 
Anlamayan bürokrasi için bir kez daha yazalım...
TESCİLLİ...
Bu marka, meşhur marka kapsamında mıdır?
EVET... 
Anlamayan bürokrasi için bir daha yazalım...
EVET...
O zaman, kamu olarak bu markayı TESCİL ETMİŞSEN, bürokrat olarak BU MARKAYI KORUYACAKSIN!
Müteşebbisin derdine derman olacaksın.
Devlete kırılmasına, üretimden, hizmet sektöründen, yılların emeği olan markasından vazgeçmesine, küçülmesine, o markayı taklit eden ahlaksızlar yüzünden itibarının yok olmasına sebebiyet vermeyeceksin.
Kaliteye önem verdiği için...
Müşterisine saygı gösterdiği için...
İstihdama katkı sağladığı için...
Meşhur bir marka ile dünyaya açıldığı için...
18.yy’dan bu tarafa kaliteli bir marka oluşturduğu için...
Turizme katkı sağladığı için, ülkenin tanıtımına emek verdiği için...
Kalitesinden taviz vermediği için... 
Para ile belge satın almayarak, TSE'den hakkı ile yönetim sistemleri belgeleri aldığı için...
 
Bu güne kadar, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu taklit ve tağşiş yapanlar listesine girmediği için...
Yıllardır TSE'den belgelidir ve yıllardır hakkında hiçbir şikayet TSE'ye ulaşmadığı için...
Bürokrasi olarak görevin, bu ve benzeri markaların hakkını korumaktır! 
Hatta ve hatta bürokratın görevi, BU VE BENZERİ MARKALAR KARŞISINDA AYAĞA KALKMAKTIR.
"İskender Döner Kebap" milli bir markadır!
Yavuz İSKENDEROĞLU, milli bir adamdır!
Çıkardığı ses, MİLLİ BİR SESTİR...
Bu sese kulak verilmeli ve gereği yapılmalıdır!
Ve biliyoruz ki, gereği yapılacaktır...