"Tutum, Yatırım, Türk Malları Haftası" olarak bilinen "Yerli Malı Haftası"    12 - 18 Aralık Tarihleri arasında kutlanmaktadır  / kutlanmamaktadır!

Önemi, değeri, vizyonu unutulmuş olan bir haftadır.

1946 yılından itibaren kutlanan, 1983 yılında adı "Tutum, Yatırım, Türk Malları Haftası" olarak değiştirilen "Yerli Malı Haftası" önemi hala anlaşılamamış bir etkinlik olarak tarihe geçmiştir.

"Önemi anlaşılamamış" diyoruz, çünkü bu haftaya değer verilmemektedir. Değer verilseydi, sadece bir hafta değil, her gün önemine vurgu yapılsaydı, "Yabancı Marka Düşkünü" nesiller yetişmez, ithalat patlamaz, cari açık bu denli olmazdı.

Kalite Birliği olarak yürüttüğümüz "MİLLİ SES VER PROJESİ" çalışmalarında görüyoruz ki; DUYARSIZLIK VE DUYGUSUZLUK devam ediyor.

Halktan önce, yöneticiler...

Öğrenciden önce, öğretmenler...

İşçiden önce, sanayiciler...

DUYARLI VE DUYGULU olmalıdır.

Göstermelik etkinliklerle değil, sonuç odaklı faaliyetler gerçekleştirilmelidir.

Sadece bir haftayla sınırlı değil, sürekliliği olan organizasyonlar yapılmalıdır.

"MİLLİ SES VER PROJESİ" yani "YERLİ ÜRETİM - MİLLİ BELGELENDİRME" devlet politikası haline gelmelidir.

Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı, bilinçlendirme çalışmalarında öncü olmalı, bu konuda, öğrencilerden önce (Üzülerek ifade edelim ki) OKUL İDARECİLERİ VE ÖĞRETMENLER BİLİNÇLENDİRİLMELİDİR!

Okullarda "TSE ve Kalite" dersi mutlak suretle okutulmalıdır.

Esnaf odlarının yöneticileri bilinçlendirilmelidir!

Üretmiş oldukları yerli ürünleri, tüketicinin tercih etmediğinden yakınan, ancak sertifikasyon konusunda yabancı hayranlığına düşüp, parayla belge satın alarak, yılık ortalama 4-5 Milyar Doların yurt dışına gitmesine sebep olan sanayiciler bilinçlendirilmelidir!

Kanun maddesi olmasına rağmen, tüketici bilinçlendirmesi yapması gereken yazılı ve görsel basını görmeyen, RTÜK bilinçlendirilmelidir.

İddia ediyoruz ve iddiamızı objektif delillerle destekleyerek diyoruz ki;

"MİLLİ SES VER PROJESİİ" devlet politikası haline getirilsin, üç yıl içinde CARİ AÇIK ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALACAK, TÜRKİYE AYAĞA KALKACAKTIR.

***

Nasıl bir Bursa?

Yaşadığımız ve öldüğümüzde toprağına gömüleceğimiz bu şehri, yönetmek için yola çıkan Belediye Başkan adaylarına...

Nasıl bir Bursa istiyorum?

Nilüfer çayında yüzmek istiyorum.

(Nilüfer çayında bizi yüzdürebilir misiniz?)

Çatalfırından başlayıp heykele kadar olan alanda yaya olarak gezmek istiyorum.

(Heykeli araç trafiğine kapatıp, "Yavaş Şehir Projesini" uygulayıp, o bölgede bizi gezdirebilir misiniz?)

Bursa ovasında, imar barışını kabul etmeyecek, yapılmış olan ve yapılacak olan beton yığınlarını yerle bir edecek olan irade istiyorum.

(Bursa ovasını kurtarabilir misiniz?)

Şehrin kalbine bir hançer gibi saplanmış olan Doğanbey TOKİ konutlarını o alanda görmek istemiyorum.

(Bursa'ya nefes aldırabilir misiniz?)

Kalite Şehri unvanına yakışan bir şehir istiyorum?

(Sultan II. Beyazithan'ın emanetine sahip çıkabilir misiniz? TSE belgesiz ve kalitesiz ürünlerin satışını engelleyebilir misiniz)

Geçmişte oluşturulan "Lale" logosunun Bursa'yı temsil etmediğini anlayacak, Bursa'nın tarihini bilen, tarihe sahip çıkan bir başkan istiyorum.

 

(İstanbul'dan gelen Lale logosunu, İstanbul'a iade edip, Bursa'yı, geçmiş ve günümüzle bütünleştirecek bir logo oluşturabilir misiniz?)

İşte o zaman, Bursa'nın tarihine geçen başkan olarak anılacaksınız.

***

Biliyor musunuz?

1954-1957 yılları arasında TSE'nin ilk Genel Sekreteri,

1969-1975 tarihlerinde TSE Yönetim Kurulu Üyesi,

1976-1978 yıllarında TSE BAŞKANI olan;

PROF. DR. Necmettin (Necmi) Naci TANYOLAÇ, BURSALIDIR.  (Kalite Şehri BURSA)