Hani bazen başınızı kaldırıp o sonsuz göğe baktığınızda sanki bu dünyaya ait değilmişsiniz hissi…

Bazen bunalır da insan, ruhu bedenine sığmaz kaçacak yer arar, ne dostunuz vardır ne de sizi anlayacak bir aile. Aslında dostta aile de sadece başınızı kaldırıp bakabileceğiniz bir yerde, gökyüzünde…

Kayan yıldızlar umudumuz ve hayallerimizdir. Bir ihtimal gerçekleşir diye kalbimize düşen sevinçlerdir. Nedeni bilinmez ama şu sıralar aklım hep gökyüzünde… Bir yıldız kaysa hemen dilek tutmanın heyecanı içine giriyorum. Sonra dileğimi düşünüyorum, dilediğim şeyin şu an hayatımda olmayan ya da kaybettiğim birine dair olduğunu fark ettiğimde boğazımdan kalbime doğru ikinci bir yıldız kayıyor.

Bazen gökyüzü ile derin sohbette iken yıldızların beni anladığına yemin edebilirim. Ya da beni anlamayan o kadar insan varken hayatımda, milyon yıl uzaklıktaki yıldızın beni anladığını düşünmüşümdür.  Peki, şu soruyu sordunuz mu hiç kendinize? Bu kargaşanın içinde yıldızlara baktığımız için mi insanız? Yoksa sadece insan olduğumuz için mi yıldızlara bakıyoruz? En önemlisi yıldızlar da bize bakıyor mu? Yeryüzünden çok bağınız gökyüzüyle iyiyse belki çoğumuz yeryüzüne değil de gökyüzüne aitizdir.