Geçen hafta cuma günü oynanan Kayserispor, müsabakası sonrası ciddi anlamda kentte nasıl bir hareketlilik olacağını dikkatle takip ettim.

Gelişmeler tahmin ettiğim gibi oldu. Yine taraftarın tepkisini yönetimin üstünden atabilmek için günah keçileri seçildi. Deniz ve Sercan kadro dışı bırakıldı.

Neden 'Günah Keçisi' diyorum! Şimdi yapacağım özetle daha iyi anlatacağım...

Transfer yapılmaması, Mutlu Topçu gibi bir teknik direktörün deneyimi olmayan hocanın Bursaspor gibi bir hedefli bir kulübün başına getirilmesi taraftarı ciddi anlamda negatif olarak etkiledi.

Sırf buradaki baskıyı kırmak için İvan Ergiç hamlesi geldi. O zaman da söyledim. Şimdi de söylüyorum!!!

İvan Ergiç sırf dini görüşleri sebebiyle ya da düşünce farklılığı sebebiyle Ertuğrul Sağlam tarafından bu takıma küstürülmedi mi?

Ve aynı teknik direktörün yardımcılığına Mutlu Topçu yapmıyor muydu?

Bizler neyin ne olduğunu çok çok iyi biliyoruz.

Fakat bir çoğumuz, konuşmaya cesaret edemiyor. Çünkü kimse yanlış anlamasın ama!! o dışladınız Recep Bölükbaşı bile transfer bakımından bu takıma daha çok katkı sağladı.

Dediğim gibi taraftar baskısını kırmak için, İvan Ergiç hamlesi yapan yönetim şimdi Kayseri maçından sonra yine taraftar baskısının kurabilmek için Deniz ve Sercan'ı kadro dışı bırakmıştır.

Peki şimdi soruyorum. Basiretsiz olan taraftarı mıdır? yönetim midir? Bu nasıl bir acizliktir, koskoca Bursaspor aldığı kararın arkasında duramıyor.

Sözüm ona takım içerisindeki birlik beraberlikten, dem vurup kadro dışı bıraktığı insanları takıma geri çağırıyor.

Hangi birlik beraberlik?

Bu hangi futbolcu şimdi? Sizin otoritenize güvensin.

Yaşanan ayak oyunları artık son haddeye geldi. Başkan her gün sosyal medya aracılığı ile yeni yeni açıklamalar yapıyor.

O benim telefon numaramı dağıttı...

Bu bana küfür etti... gibi dün yaptığı açıklama ise ben profesör değilim!

İyi de Başkan futboldan anlamak için profesör olmaya gerek yok! O zaman taraftar olarak, biz de size söylüyoruz

"Bizde Sultanahmet'te gezen turist değiliz !!!" adres sormuyoruz?

Her maç kilometrelerce yolu gelip takıma sahip çıkmak adına her türlü cefayı çeken taraftarı, turist yerine koymayın bir karar alıyorsanız arkasında durun.

Ben kendi adıma söylüyorum. Kesinlikle benim gibi düşünen binlerce kişinin sessiz çığlığı olacağım.

Tabii ki şu anda size istifa edin demiyoruz. Bunun bu takıma ne kadar büyük bir zarar vereceğinin farkındayız. Ama ısrar etmeyin! sezon sonu bırakın takımın önünü açın. Çünkü siz bu kafa yapısıyla önümüzdeki sene bu takıma 'KORKULU RÜYA' olursunuz gibi geliyor bana

Bu akşamki maça gelince...

Her hafta yaptığım gibi. Fener maçında söylediklerim az çok çıktı.

Kayseri maçında ise ne yazık ki şanssız bir kırmızı kart ve akabinde sahadan ruhunu kaybetmiş birkaç futbolcu dışında uğraşan kimse olmayınca net bir yenilgi aldık...

Tabi ki MHK ve TFF ile alakalı bir parantez açmamız gerekiyor. ama onu bu akşamki maçı gördükten sonra hafta içi yazmak istiyorum.

Çünkü artık, 'yeter' demek istiyorum. Normal şartlarda Kasımpaşa Bu maçın favorisi gibi duruyor. Ancak biz Bursaspor'a güveniyoruz. 3 puanı en az iki golle alacağımızı düşünüyorum. 

Hiçbir Anadolu kulübüne aşağılamak gibi bir niyetim yok!

Tabii ki.. Ancak benim de psikolojimi düşünün artık, Sayın Başkan ben taraftar kökenli bir köşe yazarıyım.

Bu takımla yatıyorum. Bu takımla kalkıyorum. Psikolojimin bozuk olduğunu çevremdeki herkes alenen söylüyor...

Takım galibiyet aldığında yüzüm gülüyor, mağlubiyete aldığında koca haftamız zehir ediyorsunuz.

Düşünsenize Kayseri'de bundan 4 sene önce biz gittiğimizde bütün herkes dört atarsınız, beş atarsınız... derken bu gittiğimizde yine aynı Restorant'ın sahibi.

Kusura bakmayın Fatih kardeşim 4 yersiniz diyor bu öyle bir şey ki hayalleri olan bir şehrin hayallerini elinden almanıza kimse müsaade etmez Bunu böyle bilin.