Yaklaşık üç yıl önce Hava Ulaştırma Komutanlığı pistinin sivil havacılığa uygun hale getirilip aletsiz ve gündüz inişlerine hazır edilmesi sürecini yaşamıştık. Bu hamlemizin Ankara ve TSK ayağı kısa gelince yılan hikayesine dönen açılış hazırlıkları yok hükmünde olmuştu.


Burulaş ille de uçacağım deyince Gemlik’ten Haliç’e deniz uçağı seferleri başlamıştı ama her halükarda İstanbul yoluna çıkınca Gemlik iki arada bir derede kaldığından çok rağbet görmemişti ve ardından planlanan İzmir, Bodrum, Dalaman uçuşları da hayal olmuştu.

Burulaş kafaya koyduğunu yapmak isteyince bu kez deniz uçaklarına tekerlek montajı yaparak, karadan denize ve denizden karaya olacak şekilde Haliç seferlerine başladı. Ve tabii ki de yine ardından yaz aylarında Ege ve Akdeniz uçuşları planlandı. 

Yunuseli Havaalanı pisti hazır hale getirilince Şubat ayı başında bir havacılık festivali tadında Marmara ve Ege’den onlarca uçağın katılımı ile açılış yapılmış ve Haliç’e seferler başlamıştı.

Her fırsatta bizim bize taktığımız çelmeyi Amerikan futbolu oynayanlar bile takmıyor diyoruz ya! Hamdolsun yine mahcup olmadık ve yerel bir internet portalında alıntı olarak yazılan habere göre uçuşlar gerekli önlemler ve altyapı noksanlıklarından dolayı Sivil Havacılık tarafından iptal edilmişti.


Bu haber sanki Bursa için çok iyiymiş gibi sosyal medyada bütün hızla pompalanırken ben balkonumdan inişleri seyrediyordum.

Kime inanacağıma şaşırmış halde Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy’a neler oluyor diye bir mesaj attım. Fidansoy anında geri döndü ve iptalin söz konusu olmadığını, talep edilen konuların hazır edildiğini ama Bursa’ya hiçbir güzelliği yakıştırmayan, dar vizyonlu insanların bu yalan habere sarılarak kendisi ve Burulaş üzerinden Büyükşehir'i hedefe koymak istediklerini söyledi. Ayrıca yalan haber yapan siteyi de mahkemeye verdiklerinin altını çizdi.

BŞB’nin onlarca hatasını alt alta yazabiliriz. Dünyanın her yerinde rutin görülen raylı sistem arızalarını sanki her dakika oluyormuşçasına Burulaş’ın başına yıkabiliriz. Hatta kaşının üzerinde gözün var bile diyebiliriz ama on yıllarca ceset gibi yatan Yunuseli Havaalanı’na can getirmeye karşı durmak çok akıllı bir iş değildir gibime geliyor.
Bırakalım yerlerde sürünmeyi biraz da uçmanın kime ne zararı var yahu?