Kıymetli okurlarım

Son yıllarda küresel emperyalist güçlerin ülkemiz üzerinde oynadıkları oyunları görüyoruz. Güneyimizde ve Kuzeyimizde Doğumuzda ve Batımızda olan biten her şeyi gün gün medyada televizyon haberlerinde izliyoruz. Küresel güçlerin hedefi Ulus Devlet Türkiye Cumhuriyeti Devletini böl parçala yut politikası ile yok etmek. Yüzyıl önce denediler başaramadılar yüzyıl sonra yeniden aynı senaryoyu deniyorlar bu seferde başaramayacaklar. Ama bu sefer farklı senaryolar uyguluyorlar sinsice içten içe aile yapısıyla, kültürle, medeniyet ile din ile birliğimizi bütünlüğümüzü bozmaya çalışıyorlar. Emperyalistler, küreselciler, beşinci kol faaliyetini ülkemizde yürütmekteler.

Eğer bir devleti yok etmek istiyorsanız! İlk önce aile kurumunu yok edin

 Önce evlerimize çanaklarla uydularla girdiler aile yapısını bozan diziler izlettirdiler. İnternetten tabletlere, bilgisayarlara yüklenen oyunları oynatıp ruhsuz, kimliksiz kişiliksiz tamamen maddeci ben merkezci ve merhametsiz nesiller yetişsin diye ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve yapmaya da devam etmekteler. Evlerimizin temel direği olan kadınlarımızı itibarsızlaştırıp aileyi yok etmek istemektedirler.

Sosyal Medya, alışveriş çılgınlığını özendirin,

               Eğer bir toplumu yok etmek istiyorsanız reklamlarla, sosyal medya ile algı yaparak insanları tüketim toplumu haline getirmeniz gerekir. Bunun sonucunda alış veriş merkezlerinde satın alma çılgınlığı, indirimler yaparak toplumun çalışan annelerini, babalarını borca, kredi kartı batağına, geçim derdine, işsizliğe ve açlığa mahkûm edin ki eşlerine,  evlatlarına ve ailelerine ayıracak vakitleri kalmasın. Alış veriş taksitlerini ödemekten, kirayı denkleştirme derdinden, çocuklarının okul masraflarını düşünmekten başka bir şey düşünmeye mecalleri kalmasın. Ekonomik açıdan çökertilip umutsuz bırakılıp ve düşünme yetisi elinden alınıp adeta uyuşturulan beyinlere dönüştürülsün. Oynanmak istenen bir diğer oyunda bu lütfen dikkatli olalım.

               Çalışanları Borçlandırma

Zorlu hayat şartlarında geçinemeyen çalışanları, bankaların kredi faizlerine mahkûm edin ki durmadan düşünmeden bu kredi faizleri bitince geçinmek için yenisini nasıl alacağının hesabını yapsın işi gücü bu olsun sağlıklı bir şekilde düşünemesin ben ne yapıyorum diye. Ondan sonra işin içinden çıkamayınca bunalıma gir ve ertesi gün gazete ve tv haberlerinde köprüden intihar vakası, evde aile faciası vs. Maalesef bu bir realite ülkemizde. TBB yayınladığı rapora göre;  bireysel kredi borcu olan kişi sayısının yeni bir sınırı daha aştığını ortaya koydu. 2022 Nisan sonu itibarıyla bireysel kredi borcu olanların sayısı 36 milyon 52 bin kişiye ulaştı. Toplam kredi borcu ise son 1 yılda 902.5 milyar liradan 1 trilyon 137 milyar liraya çıktı

BDDK'nin 2022 yılının birinci çeyreğinde 163 milyar TL'sinin takipte olduğunu açıkladığı krediler nedeniyle, 4 milyon 148 bin kişinin borcu halen devam ediyor. Yani toplum borçlu bu sarmalın içinde debelenip dursun bu işin içinden nasıl çıkacağım diye,

Çalışanların helal lokmasını ve helal kazancını zorlaştırın ki midelere giren haram lokmalarla o toplumun kimliğini, özünü, ruhunu ve karakterini değiştirebilesiniz. Esnafa faizli kredileriyle, evlilik ve düğün kredileriyle insanları bunlara mahkûm etti bu kapitalist sistem.  Vatandaşlar umutlarını at yarışları, piyangolar, lotolar, totolar belki çıkar diye umutlarını bu şans oyunlarına bağladılar.

Bir kereden bir şey olmaz diye başlanan bu tür kumar oyunları, unutmayalım ki bu tür ahlaksız cürümler toplumları felakete sürüklemektedir.

Ekonomik sıkıntı ve anti depresan ilaç kullanımı

Son yıllarda bordrolu çalışanların büyük bir kısmı ekonomik sıkıntı içinde yaşamaktadır. Bu ekonomik sorunlar nedeniyle insanlar ailevi sorunlar da yaşıyor. Ekonomik sıkıntılar, ailevi sıkıntıları da tetikliyor. Özellikle pandemiyle birlikte başlayan bu sıkıntılı süreç, ülkemizi de etkiledi. Bu süreçte İnsanların psikolojisi bozuldu. Psikolojisi bozuk olan insanlar çareyi psikologlara gitmekte veya hastanelerin psikiyatri polikliniklerine başvurmaktadırlar.

Bu konu hakkında Prof. Dr. Nevzat Tarhan, hocamız antidepresan kullanımı hakkında neler söylemiş bir bakalım “Bundan 10 yıl önce yılda 12 milyon kutu antidepresan tüketilirken bugün 60-70 milyon kutu kullanımdan bahsediliyor. Böyle giderse önümüzdeki 10 yıl içinde nüfusun yarısı antidepresan kullanıyor olacak.”

Yalnızca Türkiye’de değil dünyada da arttı. Ülkemizdeki artışın nedenlerinden biri antidepresan ’la yeni tanışmış olmamız. Bu durumun üzerine çalışmamız lazım. Manhattan’da, ABD’de, gökdelenlerin olduğu şehirlerde atık sulardan, kanalizasyon sularından alınan örnekler incelenerek antidepresan kullanımı ölçülüyor. Bizim de İstanbul’da bunu yapmamız lazım. Türkiye’de de dünyada da ruh sağlığı açısından bir alarm var, bunu bir kenara not etmek gerekiyor.’ Diyor hoca.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir açıklamasında, son 3 yılda 61 milyon kişinin sinir sistemi ilacı, 12.3 milyon kişinin de antidepresan ilaç kullandığını açıkladı. 2022 Dünya Mutluluk Raporu’nda Türkiye 146 ülke arasında 112. oldu. Türkiye, bir önceki yıla göre 8 basamak geriledi. İnsanlar mutlu değil anlaşılan, yaşamak için bir hayat mücadelesi veriyorlar, işte bu sağlık sorunları tedavi edilmezse ileride toplumun başına daha büyük belalar açacaktır.

Göç hareketleri ve madde bağımlılığı

Düşük eğitim seviyesi, işsizlik, borçlanma, göç, fuhuş ve şiddet madde kullanımını tetikleyen faktörler arasında yer almakta ve son yıllarda bu faktörler hızla artmaktadır. Madde kullanım sorunu toplumun tüm kesimini etkilemekle birlikte işsiz ve yoksul kesimini daha çok etkilemektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre;  Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşının düştüğü söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, "2021 yılı NARKOLOG verilerine göre ülkemizde uyuşturucuya başlama yaşı ortalama 21,2'dir" denildi.

Türkiye'de yaklaşık 10 milyon insan madde ve davranış bağımlısıdır. Cinayetlerin %60'ı, saldırıların %40'ı, tecavüzlerin %33'ü alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Devlet gerçi önlem alıp bunların kökünü kurutmak için operasyon üzerine operasyon yapıyor binlerce kilo uyuşturucu yok ediliyor ama bu işi yapan uyuşturucu simsarları ve terör örgütleri de boş durmuyor kökü dışarıda olan ve içeride işbirlikçileri tarafından satışı yapılan bu maddeler gençlerimizi zehirlemeye devam etmektedir.