Merhaba Değerli ‘agazete’ okurları, Bu haftaki konumuz, başlığımızdan da anlaşılacağı üzere maddi hasarlı bir trafik kazası yaptıktan sonra neler yapmamız gerektiği ile alakalı. Hepimizin bildiği üzere ülkemizde gerek karayollarında yeterli güvenlik önlemi alınmaması, gerek aceleci ve kurallara uymayan sürücüler nedeniyle çok sık trafik kazaları yaşanmaktadır. Başımıza böyle bir trafik kazası geldiğinde ise öncelikle neler yapmalıyız, haklarımız nelerdir, süreç nasıl işler sorularına özet şekliyle cevap vermeye çalışacağız.
İlk olarak temennimiz soğukkanlı olmanız ve kaza stresi ve üzüntüsüyle diğer araç sürücüleri ile herhangi bir tartışma ve fiziksel şiddet yoluna gitmemeniz zira haklı olduğunuz halde haksız olabilir, haksızsanız daha da büyük mağduriyetler yaşayabilirsiniz. Artık birçoğumuzun elinde kameralı cep telefonları mevcut bu nedenle ilk olarak trafikte güvenliğinizi de bozmayacak şekilde kazanın birkaç açıdan detaylı fotoğraflarını çekiniz. Eğer yaralanmalı yahut ölümlü bir kaza değilse araçların da durumu müsaitse trafik akışını bozmayacak şekilde güvenli bir yere araçlarınızı çekebilir ve aracınızda bulundurmanız gereken matbu haldeki ‘Kaza Tespit Tutanağı’nı kendi görüşlerinizi açık ve net belirterek doldurup imzalayabilirsiniz. Ancak bazı özel durumlarda  örneğin; ölümlü ya da yaralanmalı kaza, kazada sadece tek bir aracın bulunması gibi durumlarda derhal kolluk kuvvetleri (polis, jandarma) aranmalı ve tutanak onlar tarafından tutulmalıdır.
Kaza tespit tutanağı tutulduktan sonra aracınızı, poliçenizde belirtilmiş olan anlaşmalı veya yetkili bir servise çektirmenizde fayda vardır. Zira kimi trafik sigorta poliçesinde yetkili araç yetkili serviste yaptırılmadığı takdirde her ne kadar kusursuz dahi olsanız belli bir miktar ödeme muafiyeti ile karşılaşabilirsiniz.
Kaza Tespit Tutanağı tutulduktan ve aracınız servise çekildikten sonra ise sıra kusur oranının belirlenmesine geçecektir. Gerçekleşen kazada kusur oranı belirlenerek, kazanın sürücülerden birinin veya her ikisinin hatasından mı kaynaklandığı yoksa tamamen yol koşulları, doğal afet gibi önlenemez/beklenemez durumlardan mı kaynaklandığı belirlenecektir. Bu ‘hasar onarımının veya oluşan değer kaybından kim veya kimin sigortasının sorumlu olduğu’ hususlarında en büyük rolü oynayacaktır.
Kusur oranı nasıl belirlenir diyecek olursak; kazaya ilişkin fotoğraflar, tarafların; kaza tutanağı, eğer mevcutsa karakolda verilen ifadeleri, ehliyet ve ruhsat fotokopileri,  poliçe bilgileri gibi belgeler toplanarak ilgili sigorta şirketine gönderilir. Genellikle araç servise çekildikten sonra sizin ya da servisin sigorta şirketine bildirim yapması akabinde, sigorta şirketi tarafından servise bir eksper gönderilerek tüm bilgi ve belgeler toplanır ve eksper tarafından hasara ilişkin bir rapor hazırlanır. (SBM: Sigorta Bilgi ve Gözlem Merkezidir). Daha sonra ise nihai değerlendirme TRAMER/SBM tarafından belirlenir ve açıklanır. 
TRAMER/SBM tarafından belirlenen işbu kusur oranını kabul etmek zorunda değilsiniz. Olayda kusur oranlarının yanlış belirlendiğini düşünüyorsanız, yeni bilgi ve belgelerle iki gün içerisinde kendi sigorta şirketinize itiraz edebilirsiniz. Eğer bu iki günlük süreyi kaçırdıysanız veya başvurdunuz ancak sigorta şirketiniz kabul etmediyse bu takdirde itirazı Sigorta Tahkim Komisyonuna yapabilirsiniz. Sigorta Tahkim Komisyonu başvurunuzu reddederse bu durumda da bir avukat yardımı ile dava açabilir mahkemelerce kusur oranının belirlenmesini isteyebilirsiniz.
Kusur oranları da belirlendikten sonra eğer kazada kusursuz ya da daha az kusurlu iseniz, kusurlu olan taraf veya kusurlu tarafın sigorta şirketinden gerek hasar onarım bedelinizi gerek aracınızda oluşan değer kaybını talep etme hakkınız mevcuttur. Bunu doğrudan vatandaş olarak ya da vekâletname vereceğiniz bir avukat vasıtasıyla gerçekleştirebilirsiniz. Ancak hak kaybı yaşamamak, süreleri kaçırmamak ve en sorunsuz şekilde bu işlemleri tamamlamak için mutlaka bu alanda tecrübeli bir avukattan destek almanız gerekir. Bilhassa naçizane tavsiyem, kaza yapar yapmaz avukat olmadığı halde ‘bu işlerde uzmanım hemen hasar onarım bedelinizi ya da değer kaybı bedelinizi tahsil ederim’ diye peşinize düşen kişi ve kuruluşlardan uzak durmanız zira bu kişilerin sizi bu tür konularda temsil yetkisi kesinlikle yoktur. Özellikle size para teklif ederek ‘biz dosyanızı tahsil edeceğiz ancak süreci beklemenize gerek yok bedeli bu kadar’ deyip para teklif ediyorlarsa bilin ki sizin adınıza başvurup daha yüksek meblağları kendileri alacak ve siz alacağınıza kavuştuğunuzu zannederken aslında hak ettiğinizden daha düşük miktarları kabul etmiş olacaksınız. Hak kaybı yaşamamak ve mağdur olmamak için lütfen öncelikle bu işlerde uzman bir avukata danışın. 
Adalet ve huzur dolu günler dilerim