“Eğer Türkiye kendi geleceğini güvence altına almak açısından böyle bir operasyon başlattıysa, belli acılara katlanmak gerekiyor...” diyen Kemâl Kılıçdaroğlu’na teşekkürler..

İsmet Paşa da, böyle söylerdi..

Demirel de böyle derdi..

Ecevit’le Turan Güneş Londra’daydı..

Kıbrıs’ta kan gövdeyi götürüyordu..

Meclis’in askeri müdahale için alınmış müteaddit kararı vardı..

Buna rağmen, Meclis19 Temmuz 1974 Perşembe günü yapılacak toplantısında, Kıbrıs meselesini müzakere ederek, askeri müdahaleyi temin edecek yeni bir kararı verecekti..

Toplantı açılmış, Hükûmet, Meclis Başkanlığı’na bir takrir vererek, Başbakan’ın Londra’dan dönüşünün beklenmesini ve müzakerelerin 21 Temmuz 1974 Cumartesi gününe ertelenmesini istemişti.

Mecliste kıyamet koptu..

Kıbrıs’ta kan dökülürken, başbakanın dönmesi beklenir miydi?

Ve en çok da, Adalet Partililer bağırıyordu..

Gürültüler arasında iş’ari oya başvurulduğunda, Demirel mutadı hilafına  hemen ayağa kalkıp, elini tezkerenin kabulü lehinde kaldırdı ve hafif geriye dönerek, AP milletvekillerinin oturduğu sıraya mesajını anlayıp anlamadıklarını tespit etmek istercesine baktı..

AP grubu çaresiz  tezkerenin kabulü lehinde kalmış oy kullanmıştı..

Böylelikle, tezkerenin  müzakeresi Cumartesi gününe kalmıştı; kalmıştı ama, buna “ evet “ demenin acısı daAP’lilerin yüreklerine kazınmıştı..

 O akşam rahmetli Manisa Milletvekili Önol Şakar’ la Barlas Küntay telefon edip,“ Acele Bulvar Palas’a gel” dediler.

Ev yakındı ve ben beş dakika sonra oradaydım.

Manisa Senatörü rahmetli Ruhi Tunakan kafayı çekmiş, “Orada kan akıyor. Bizimki buna seyirci kalan hükûmetin takriri lehine oy kullanıyor” diye Demirel’e saydırıyordu..

Zar zor, Ruhi Bey'i benim arabaya bindirip, evine götürdük. Eşine de, “Sakın bunun tekrar sokağa çıkmasına, telefon edip sağa sola küfretmesine izin vermeyin. İsterseniz telefonun fişini de çekin”

Deyip ayrıldık..

Bu belâyı, kolay atlatmanın huzuru ile evlerimize dönmüştük.

Biz başlarımızı yastığa koyup, uykuya dalarken, Dışişleri Bakanı rahmetli Turan Güneş’in “ Ayşe tatile çıkabilir” telgrafı gelmiş, uluslararası mutabakat temin edildiği için, biz sabah uyandığımızda, Türk Bayrağı Beşparmak dağlarında dalgalanmaktaydı.

Sonradan anlamıştık ki, Hükûmet ve Genelkurmay muhalefet liderine bilgi vererek, bu takririn kabulüyle, Yunanistan ve Rumlara, meclis Cumartesi günü toplanacak, müdahale kararı verilecek ve en erken Kıbrıs çıkarması 22 Ağustos 1974 Pazar sabahı yapılacak zannı verilmek istenmişti.

Demirel, bu duyulmasın diye, kendi grup başkan vekillerine bile bilgi vermemişti.

İşte sorumlu ve vatansever muhalefet anlayışı böyle bir şeydir..

Bir kere daha teşekkürler Kemâl Kılıçdaroğlu..