Ali Ay ve ekibinin üç senedir yapamadıklarına baktığımda “Neden aday olmadım” diye hayıflanıyorum.

Geldikleri günden beri Bursaspor’un yüzü gülmüyor. Hep başımız yerlerde geziyoruz. Her yıl en az yarı final oynadığımız Türkiye Kupası’nda ikinci lig takımlarına çerez oluyoruz. Profesyonel ligde oynayan pilot takımımız Yeşil Bursa küme düşürülüyor. Televizyon ve Radyo kapatılıyor. Personelin maaşı bile dört ay geriden ödeniyor.

Bunlar da piyasada başkan ve yönetim diye geziyor.

Diyeceksiniz ki Ali Ay para verdi. Verdi de para verirken söz de verdi. Borcu indireceğim, hatta bitireceğim diye…

Ne yaptı? Üç senede kırktan fazla transfer yaptı ve hepsine borçlandı. Devir aldığı borcu üç katına çıkarırken, kendi hesabını ballı arsalara dönüştürdü.

Ben para veremezdim ama borcu da üç katına çıkarmaz, kırk tane çöpe milyonlarca Euro para saçmazdım.

İnanın Bursaspor bugünden daha kötü olmazdı.

Ali Ay yalan dünyasına abone olmuş ve sonuç da alıyor. Transfer yapacağız diyor, herkes bekliyor ama alacaklı futbolcular bedava bonservislerini alarak gidiyor. Ardından alacaklarını mahkeme salonlarına taşıdıkları için tarihimizde ilk kez transfer yasağı geliyor.

Ankaragücü, Eskişehirspor bile futbolcularından ve alacaklılarından belge alıp transfer yasağını kaldırıyor ama bizimkilerde o itibar olmadığı için belgeyi de alamıyorlar. Haliyle transfer yapamıyorlar.

Yani kibarcası transfer tahtası kapalı oluyor!

Buna da bir yalan uyduruyorlar ve transfer tahtasını açmayacağız ve futbolcularımıza ödeme yapacağız diyorlar.

Haspalar öyle bir hava yaratıyorlar ki; isteseler tahtayı açarlarmış ama gerek görmüyorlarmış…

Bu masala 1060 kişi artı tahta kafa paralı askerleri inanıyor.

Transfer tahtasının kapanması küçük kıyamettir.

..Ve de büyük kıyametin habercisidir.

Bu süreci iyi okumadan ahkâm kesmek için tahta kafalı olmak gerekir.