Yunan mitolojisinde tanrılara başkaldırdığı için Sisifos,  büyük bir kayayı tepeye taşımaya mahkûmedilmişti. Kaya tepeye taşındığı anda her seferinde aşağıya yeniden yuvarlanacaktı. Sisifos sonsuz kere tekrar tekrar eden bu eylemle cezalandırılmıştı. Bıkmadan usanmadan tekrar kayayı yukarı taşıyordu.

Camus’un “Sisifos Söyleni” isimli denemesinde konuyu bir eğretileme olarak ortaya koyar. İnsanın varoluş gerekçesinin bu olduğundan, karşı karşıya geldiği bazı gerçekler karşısında beyhude bir çaba ile yeniden aynı elzem sonucu yaşadığından söz eder.

Aslında Camus’un amacı, insanın sonsuz uğraşını anlatmak değil “iğreti” gerçeğini yani “uyumsuz” (absürt) un ortaya çıktığı andan itibaren insanın bu “uyumsuz”u kabul etmesi ya da reddetmesi aşamasında felsefi olarak ortaya çıkan varoluş çabasını anlatmaktır.

Galileo o zamanki dini inançları karşısına alarak dünyanın döndüğünü iddia etmiş, Engizisyon mahkemesi tarafından idama mahkûm edilmişti. Galileo Engizisyon mahkemeleri karşında bu iddiasından vazgeçmek zorunda kalmış,  dünya dönmüyor, durağandır demişti. Oysa o bu gerçeği söylese de söylemese de dünya dönüyordu ve dönmeye devam edecekti. İşte gerçekliğin absürt olması buradadır.

Uyumsuz (absürt) un bilince çıkmasıyla ya absürt gerçekten vazgeçip kayayı sonsuza dek yukarı taşımak zorunda kalınacak ya da gerçeğin absürtlüğünü ortaya koyup gerçekte ısrar edilegelecektir. Camus'a göre insanın gerçekler karşısındaki tutumu, varoluş çabası felsefenin ilgilenmesi gereken konusudur.

“Yaşamın yaşamaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir. “

Bu bir başlangıç olsun. Kitap daha doğrusu Camus’un varoluş felsefesi ilginizi çektiyse Nilüfer Kent Konseyi bünyesinde kurulan Ahmet Cevizci Felsefe Topluluğu’nun incelemeye başladığı sıradaki felsefe çalışması bu eser.

“Albert Camus, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımladığı deneme kitabı Sisifos Söyleni'nde, yaşamın anlamsızlığı, varoluşumuzun saçmalığı gibi intihara yönelen temaları, tarihin ve edebiyatın belirli bazı kişilikleri üzerinden ele alır. Tahsin Yücel'in dilimize kazandırdığı eser, XX. yüzyıl felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmiştir. Tanrıların, hep yeniden aşağıya yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırdıkları Sisifos, cezasını bilinçli olarak kabullenmiştir, tekrar yuvarlanacağını bildiği halde taşı bütün gücüyle yukarı taşır. Camus saçma kavramını işte bu noktada tanımlar: boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan. Yaşamın anlamı ancak, dünyanın saçmalığını ve yenilginin daima tekrarlanacağını bile bile kötülüğe direnmek olabilir, insanlığa gerçek boyutlarını ancak bu başkaldırı kazandırabilir.”

NİLÜFER KENT KONSEYİ FELSEFE OKUMALARI GRUBU

Grup, ismini Bursa’da felsefeye değer katan bir eğitmen olan ve geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevizci’den alıyor. Belirli aralıklarla Nilüfer Kent Konseyi binasında toplanıp felsefe metinleri okuyup tartışıyorlar. Çalışmalarına Uludağ Üniversitesi Felsefe bölümünde görev yapan hocalar destek veriyor. Bilgi almak için Nilüfer Kent Konseyi ile irtibata geçebilirsiniz.