O Allah ki, kulunun kalbinde yer eden sevgi diliminin en büyük dilimi kendisine ayrılsın ister. Kulun, kalbindeki bir varlığa (eş, çocuk, aile) karşı duyduğu sevgi; Allah’a ve resulüne olan sevgiden büyük olmamalı. O yüzden birçok insan kendisi gibi ölümlü olan bir varlığa karşı taparcasına gönlünde taşıdığı sevgiyle imtihan edilir.  Çünkü aklından ve gönlünden bir türlü çıkaramadığı, çıkarmak istemediği o sevgi; onu Yaratıcı’ya ve O'nun değerli kıldığı sevdiklerine karşı gösterilmesi gereken sevgiye karşı kör ve sağır bırakmıştır. Çünkü Allah bilir ki, nefsani sevgiler kulunun kendisini bilmesine, yaklaşmasına her zaman engel olmuştur. Bu yetmezmiş gibi daha da haddi aşıp yaptığı ibadetleri, amelleri dünyalık sevgilinin gönlünü kazanmak için heder etmiş, en büyük günah olan şirke de kapı aralamış olur.

Yapılan iş, Allah rızası için değil de başkaları için yapılırsa, ahirette, Allahü teâlâdan karşılığını almak için gittiğinde, kendisine, "Sen o yaptığını aferin desinler diye yapmıştın. Nitekim aferin de dediler. Şimdi ne istiyorsun? Kimin için yaptıysan karşılığını git ondan iste!" denecektir.

Eğer insanın gönlündeki sevgi Allah'ı düşünmekten alıkoyuyorsa, birisine duyduğu sevgi Allah’a vardırmıyorsa; taşıdığı bu sevgi yakında gerçekleşecek olan sıkıntıların ve belaların bir nevi habercisidir. Gün boyunca aklını meşgul eden, gönül tahtında en fazla misafir edilen sevgili Allah yerine nefsani bir sevgiliyse; Allah o kulunu dünya gözüyle o çok sevdiğinin varlığı ve yokluğuyla imtihan eder. Çoğu ölümlünün uğruna olan sevgisini aşkını dizginleyemeyip başlarına gelen sıkıntıları şu sözlerle anlatır:

“Kimi çok seversem ya ölüyor ya da benden gidiyor. Yahut aramıza  düşmanlık giriyor ve haftalarca aylarca uzak kalıyoruz birbirimizden.. Dünyadan bir şey olan mala tamah ettiğimde ona fazla ilgi gösterdiğim çoğu zaman malım kayboluyor ya da elimden alınıyor, param elimden çıkıyor."

İnsanoğlu, Allah ile kulunun sevgisi arasına giren her şeyden imtihan olur. Çünkü Allah (c.c.) ayeti kerimede, “insanlar ve cinleri sırf beni tanıyıp ibadet etsinler diye yarattım” buyuruyor. Böylelikle kul Allah ile olan muhabbetini başka biriyle böler azaltırsa o engel olan şeyle insan imtihan edilir. Çoluğuna çocuğuna fazla muhabbeti olanın evladıyla imtihan edildiği gibi. Mal ve evlat, Allah ile kulu arasındaki sevgiye perde olur; bu nispetle Allah (c.c.) kuluyla kendisi arasında giren şeylerle insanları sınar.      

Allah (cc), sevgisine kimsenin ortak olmasına izin vermez; Rabbimiz kendisiyle birlikte Efendimiz (sav)’e olan muhabbetin kulunun kalbinde beslenip büyütülen en büyük sevgi olmasını ister. Allah’ı (c.c.) hakiki tanıyan ve seven, en sevgilisi olan Habib’ini (asm) dahi sever. Hal böyleyken kulunun başkasına sevgi ve muhabbetten gözü kararmışcasına başkasına bağlanmasına razı olmaz.

“Ne mutlu, birbirini Allah için seven ve birbirine Allah rızası için tahammül eden eşlere.” (Hikmet Anıl Öztekin)