İlhan Parseker ziyaretimize geldi. Bir meyve çayı içimlik sohbetimizin ana başlığı BTSO Eylül Meclis Toplantısı oldu. BTSO siyasete soyunmuş başlıklı yazımın içeriğine katıldığını ama yıllarca siyasetin merkezinde bulunan bir işadamı olarak, Meclis Başkanlığı dönemi dahilBTSO’ya seçildiği hiçbir döneminde siyaseti sokmadıklarını çünkü bunu BTSO’yu oluşturan 35 bin kişiye karşı haksızlık ve saygısızlık olarak gördüklerini ifade ederek o adresin sahibi ben değilim dedi.

Peki siyaset olmamalı mı diye sorduğumda “Biz BTSO olarak Türkiye’nin en önemli odalarından biriyiz. Bursa’nın ülkemizin ekonomik tablosundaki yeri bellidir. İstihdam, üretim ve ihracat senaryosundaki rolümüz bellidir. Beklentilerimizin karşılanması için siyasetten talep eden olmalıyız. Edebiliyor muyuz? Hayır. Verdiğimizi alabilir muyuz? Hayır! Bu benim değil rakamların tablosudur.” dedi ve Hiçbir işadamı ya da kurumun iktidarlar ile kavga lüksü olamaz, olmamalıdır diye ilave etti. Ben de üretim ayağının nasırına basıldığı zaman da bağırmanın şart olduğunu ekledim.

ASABİ TANSİYONUN NEDENLERİ

BTSO’da son dönemlerde ortaya çıkan asabi tansiyonun nedenlerini sorduğumda onun da "Sebebi ben değilim. Biz popüler siyasetten çok rejime dikkat ederiz" dedi. Ne yiyip ne içeceğimizi ve ne konuşacağımızı bilirsek rejime uyarız, böyle de yaptık tansiyon sorunumuz da olmadığının altını çizdi.

“Ben seçimleri yaşadım. Nasıl kaybettiğimi biliyordum. Ne üyelere bir kırgınlığım ne de konunun üzerinde tek bir yorumum oldu. 15 Temmuz sürecinden BTSO adına ortaya çıkan hazin tablo dahil tek bir yorum yapmadım. Ne zaman ki kripto vicdanlılar ulusal bir gazeteye manşetten verilen Ergenekon Davaları mantığı ile türetilmiş iddialarla üzerime geldiler, ben de o zaman yaratılmak istenen yanılgının benden daha çok FETÖ nün algı saptırmasına hizmet olarak gördüğüm için kendim değil kurumum adına çıktım ve hesap sordum. Bu nefsi müdafaadan daha çok ülkemi savunma refleksidir” diyerek muradını anlattı.

Peki o seçimlerde ne oldu diye bir taş attım. Karşılığında bomba geldi ve anlattı…

"O dönemin koşulları belliydi. Buna sadece BTSO seçimleri olarak bakılmasın. FETÖ’nün devletin her kademesine sızdığını hep birlikte gördük ve 15 Temmuz’da da yaşadık. O dönemde bana verilecek oylarda istikamet değiştiyse bile kimseyi suçlamadım ve kırılmadım. O dönem şikayet ettiğimiz “Vahşi Kapitalizm”anlayışından çok daha ötede “Arsız Kapitalim” dönemidir ve şükürler olsun kısa sürmüş ve bitmiştir" dedi.