Nazar değmez inşallah!

Evet değerli okurlar sizlerinde malumunuz diğer yazılarımdan hatırlayacağınız üzere hep geçmişte yaşanılan değerlerimize dikkat çekmek istedim, bu yazımda da milletimizin vazgeçilmez özelliklerinden hatta hemen hemen herkesin uyguladığı bir kültürel değerden bahsedeceğim. 
‘Kurşun dökme’ geleneği. Bilenler bilir, bilenler bilmeyenlere döksün günümüzün en büyük problemlerinden birisi de nazardır arkadaşlar. 
Nazarın kime değeceği hiç belli olmaz. 
Nazarla mücadelede milletimizin geliştirmiş ve uygulamış olduğu en büyük milli yazılımlardan bir tanesi ise ‘kurşun’dur. 
Gelelim işin teknik boyutuna. 

Öncelikle nazara maruz kalmış kişi sandalyeye oturtulur ve kafasından aşağıya doğru bir tül örtülür. Önceden ocakta kaşığın içinde eritilen ‘kurşun’ üstü örtülen nazarzedenin baş kısmında içinde dualar okunmuş olan su dolu kaba eriyen dökülür. O an gelince herkes heyecanlanır, zira eriyen kurşun kabın içinde su ile buluşunca o meşhur sesi ‘vasssp’ çıkarır ve belirli bir şekil alır. Kurşun dökülmeden önce kaşığın içinde eriyen kurşunu izlemek ise anlamını henüz bilemediğim bir zevk vermekte. Neyse, aynı işlem göğüs hizasında ve ayak hizasında tekrarlanır. 

Zira nazar sadece tek bir noktaya girmez.

Bunu uygulamak bile gerekli bir bilgi ve beceriyle olur. 
Yani işinin ehli olan kişinin kurşunu dökmesinde fayda var. Bu bir gelenektir. 
Hayatında herkese illa bir kere kurşun dökülmüştür. Tabii bu geleneğe yabancı olanlar hariç. 
Gelelim nazarla mücadelenin son aşamasına, suyun içinde belli bir şekil alan kurşun sudan çıkarılarak yorumlanır. 
Herkes farklı bir benzetmede bulunabilir. Genelde ‘Seni dillemişler’ lafı en meşhur olanıdır. 
Dilden kasıt arkandan konuşulup, çekiştirildiğine delalet eder. Ya da iğne iğne olan şekil meydana geldiğinde ise kişiye birden fazla kişinin nazarı değdiğine yöneliktir. 
Ya da şeklin bazı bölgeleri kömür gibi kararabilir böyle hallerde ise ‘senin için kararmış, canın bir şeye sıkılmış’ gibi yorumlar da yapılmaktadır. 

Kurşun dökme geleneği bana göre kültürel bir değerdir. 
Yoga ve benzeri işlerle uğraşan çoğu insan bu durumu kötü enerji olarak yorumlar. İnsanın vücudunda birtakım enerjiler olduğuna yönelik de çok fazla araştırmalar yapılmaktadır. 
Gerek din alimleri gerek bilim adamları çeşitli araştırmada bulunmaktadır. 
Ama insanın insana kötü enerjisini isteyerek ya da istemeyerek yansıttığına ve bunun nazar olduğuna inanan birisiyim. 

İnanıp inanmamak tartışılır. 
Hatta nazar değmesin diye halk arasında nazar boncuğu olarak bilinen birtakım eşyalar da kullanılmaktadır. 
Hatta nazara karşı korunmak üzere nazar ayetleri de bulunmaktadır. 
Tabii çeşitli önlemler almak halkımızın takdirindedir. Ömrünüzün ortalama 5 dakikasını bu yazıyı okuma zahmetine katlanarak harcadığınız için teşekkür ederim. 
Maşallah deyin de nazar değmesin…