Bir taraf “hayır“ demekten bıkmıyor; diğer taraf da, ”korsan“ önergelerle Türkiye’nin gündemini sarsmaktan vazgeçmiyor.

Biz de bu filmi sık sık seyretmekten bıkıyoruz.

Türkiye’nin en önemli bir sosyal meselesinin çözümü için bir komisyon kuramaz mısınız? Bu komisyon, Türkiye’nin tanınmış sosyologlarını, pedagoglarını, ceza hukukçularını bir araya getirip, bir çözüm önerisi bulamaz mı?

Hiçbir sosyal yara, “hayır“ diyerek veya ekseriyetin iradesini gece yarısı “korsan önerge” operasyonlarıyla  hâkim kılmakla tedavi edilemez..

Bu küçük yaş evliliklerinin ne kadarı bir aşk evliliği; ne kadarı, genç bedenlerde cinsel heyecanlar arayan, zengin yatak kifayetsizlerine kızını satan şerefsizlerin maddi menfaat temin gayreti; ne kadarı cebir ve şiddetle bir gencecik kızının hayatının alçakça karartılmasıdır?

Bunları biliyor musunuz?

Bilmiyorsanız, niye bu şekilde çözmeye çalışıyorsunuz; biliyorsanız,niye bize de söylemiyorsunuz?

Yeni Ceza Kanunumuzu hazırlayan  komisyonun başındaki Prof. Adem Sözüer, diyor ki, “On kişi bir kıza tecavüz etse, kız içlerinden birisiyle evlense, diğer bütün mütecavizler serbest kalır..”

O korsan önergeyi verenler, bu düzenlemeyi yapanlar, sizler bunu düşündünüz mü?

Gözünün önünde, kendisinden başka, 9 itin daha o kıza tecavüzünü gördükten sonra, o zavallıyla evlenen alçak, o kıza bir genelev kadını muamelesi yapıp, o kıza hayatını ömür boyu yeni acılarla yaşatmaz mı?

Kadını, alınabilir; satıla bilinir; fikri, rızası, duyguları sorulmaya bilinir, diye görürseniz, bu kadının kıyameti olur..

Siz çocuklarınızın anası, babası olabilirsiniz, ama onları, bir kile buğday gibi görüp, satamazsınız; eğer,  onun “eşref- i mahlûkat“ olduğunu unutup,  şerefiyle oynarsanız, sizin de  imanınızdan,  şüphe caiz olur..

Bugün yaşadığımız manzara, kadını hâlâ köle ve cariye gören bedevi kültüründen kurtulamayışımızın bir sonucudur.

Asırlardır, insanları cahil bırakarak, dini Kuran yerine efsanelere dayandırarak anlatmaya çalışanların, ülkemiz insanını getirdikleri nokta budur.

Bunları ortaya çıkarmazsak, bu meseleye nasıl sağlıklı bakarız?

“İşte, evrensel hukuk, insan hakları” diye kalın kafalarınıza her gün vurarak anlatmaya çalıştığımız gerçek, aslında “Yaratanın en büyük eseri olan insan” a saygıyı anlatmaktır..

Siz, bir takım alçakları, sosyolojik değerleri ve beşeri itirazları dikkate almadan hapisten çıkarabilirsiniz; ama, islâmın kaynağına inip , kurandaki  islâmı arayan düşünceleri hapsedemezsiniz..

İslâm, hurafeler dini değildir.

Ve bu dinde, tecavüzcüler mazûr görülemez. 

Biliniz ki, sizin hurafelerle anlattığınız dini sorgulamaya çalışanlar, bu hakir gördüğünüz gençler, bir gün, Türk insanını kurandaki gerçek islâmla tanıştıracaklar..