Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Polat: "Türkiye’nin dış politika önceliği, terörle mücadeledir” Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Polat: "Türkiye’nin dış politika önceliği, terörle mücadeledir”

Ezgi Özdaş

İtalya’nın günümüz Napoli şehri yakınlarında bulunan Pompeii şehri MÖ 450 yılında gelişme dönemine giren, ilk yerleşimi MÖ 8.yüzyıla kadar uzanan bir tarihçeye sahip. Tapınakları, limanları ve surları olan bu şehir Helen dünyasının bir parçası olarak başlasa da daha sonra kendi topluluğunu oluşturdu. MS 79 yılının tam da bugününe yani 24 Ağustos’una tarihlenen kara günde ise şehrin yakınlarındaki Vezüv Yanardağı’nın faaliyete geçmesiyle birlikte birçok şehirle birlikte Pompeii de yıkımla karşılaştı. İki gün süren patlama aşama aşama ilerledi. İlk aşamada ponza yağmuru olarak adlandırılan bir etki gösterdi. Bu süre şehirden kaçan zenginlerin felaketten uzaklaşması için uygun bir süreydi. Ancak ikinci aşama bu kadar barışçıl olmadı. Piroklastik akışlar olarak adlandırılan yüksek hıza sahip, yoğun ve aşırı sıcak kül bulutları şehrin üzerine ilk aşamanın sürdüğü 18 saatten sonra çöktü. Arkeologlar ve tarihçilerin sıkı araştırmaları sonucunda Genç Pilinius olarak bilinen Pompeii’den ilk aşamada kaçmayı başaran kişi olanları kalem kalem anlatarak yazıya döktü. Araştırmalar Pompeii’de ölenlerin külden ziyade aşırı sıcak hava bulutları nedeniyle öldüğünü ortaya koydu. Pompeii şehrinin kül ve sessizliğe gömülüşünün ardından 16.yüzyılda mimar Domenico Fontana tarafından rastgele tespit edilen antik duvarlar sayesinde yeniden gün yüzüne çıktı. Pompeii’de ölen insanların bedenlerinin çıkarıldıktan sonra oluşturduğu boşluklara alçı dökülerek şu an Pompeii kurbanları olarak görsellerini gördüğümüz kalıntılar oluşturuldu. Günümüzde sırlarla dolu antik kentte araştırmalar devam ediyor.

Editör: Ezgi Özdaş