Fuarlar kentin aynasıdır. Fuarlar kentin dışa açılan kapısıdır. Düzenlendiği kentlere değer katar, ekonomisine güç verir.

Fuar berekettir.

Örneğin fuar dönemlerinde Bursa’da otellerde yer bulmak imkansızdır. Simitçisinden berberine, taksicisinden çiçekçisine herkes ekmeğini birse iki yapar.

Bu yüzden fuarları sıradan bir organizasyon olarak görmemek lazım…

Fuarlar kentin vizyonudur.

Markalaşmasına da ciddi katkı koyar.

Fuarlar buluşma yeri, hasat harmanıdır aynı zamanda.

Burada kimi zaman ürünler kimi zaman fikirler harman edilir.

Tıpkı bu yıl kapılarını 15. kez açan Kitap Fuarı ve Eğitim Fuarı gibi.

Bursa Kitap ve Eğitim Fuarı, İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en büyük fuarı haline geldi. 2015 yılında tam 302 bin kişi ziyaret etmişti.

Gerçi geçtiğimiz yıl Bursa’da tam da fuar zamanı gerçekleşen hain terör saldırısıyla rakam 169 bine gerilemişti. Umuyorum bu yıl o kayıp telafi edilebilir.

Yayıncılar Birliği verilerine göre, fuar ilk başladığında 115 yayınevi katılırken bugün fuara iştirak eden yayınevi sayısı 300’ü buldu. Fuar kapsamında düzenlenen etkinlik sayısı 40’tan 80’e çıktı. 400’e yakın yazar, sanatçı, siyasetçi düzenlenen imza günlerinde ve söyleşilerle ziyaretçilerle buluşuyor.

Bu arada, TÜYAP Bursa Kitap ve Eğitim Fuarı’nda her yıl bir onur konuğu belirleniyor. Bu yılın onur konuğu ise İnegöllü yazar Cemil Kavukçu oldu. Kavukçu’nun roman ve öyküden oluşan 20’yi aşkın kitabı bulunuyor.

Ben gittim gezdim. Çok değerli yazarlar çok çeşitli kitaplarla sizleri bekliyor. Fuara koşun ve kitapsız kalmayın diyorum.

Fuar 26 Mart akşamına kadar açık. Bizden hatırlatması...

Bu arada, Şükriye Abla ne alemde diye soranlar olursa, Kitap Fuarı'nda "Geçmişini arayan Timsah" adlı bir kitap arıyor...

Kocası Mehmet Abi'yi ancak o kitaplarla avutabileceğine inanıyor... Bakalım bulabilecek mi!..