Türkiye’de son yıllarda kamu yönetiminde ahlak konusu önemini artırmaktadır. Bu açıdan baktığımızda Türk kamu yönetiminde ahlaki yapıyı geliştirmek amacıyla 2004 yılında 5176 Sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Kamu görevlilerinin uymaları gereken ahlaki normlar bir yönetmelik ile belirlenmiş, Kamu Görevlileri Etik Kurulu kurulmuş ve kurumlar da etik komisyonları oluşturulmuş böylelikle, kamu kurumları ile toplumda ahlaki bilincin geliştirilmesi amacıyla birtakım etkinlik ve projeler yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir.

 Ancak yine de kamu yönetiminde ahlaki ilkelerin tam manasıyla yerleştirilebildiğini söylemek zordur. Kamu yönetiminde ahlakın yerleşmesi için alınması gereken kuralları şu başlıklar altında sıralayabiliriz:

-  Öncelikli olarak kamuda ahlakın yerleşmesi için bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var,

- Okul öncesinden başlayarak etik değerlerin toplumda yer etmesi için eğitimde bir bilinçlendirme yapılması,

-  Kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet içi eğitimlerde kamu etiği konularında personellere eğitimler verilmesi,

-  Kamu yöneticileri ile birlikte toplumun da ahlaki kural ve kaidelere uyulmamasının sonuçları hakkında bilinçlendirilmesi,

-  Kurumların çalışanlarının moral ve motivasyonun yükseltilmesi için gayret sarf etmesi,

-  Kamu yöneticilerin tutum ve davranışlarıyla kamu personeline örnek olması,

-  Kamu görevlilerinin sadece hiyerarşik üstlerince değil kamuoyu ve sivil toplum örgütlerince de gözetlenmesi,

-  Kurumsallaşma ve iş ahlakına kurumsal duyarlılık sağlanması,

-  Etik kurallarla ilgili mevzuatın yanında genel kabul görmüş hukuk kurallarının da kararlılıkla uygulanması,

- Kamu kurumlarının hizmetin devamlılığı açısından hızlı, etkin ve verimli çalışmasının sağlanması,

 - Günümüzde baş döndüren teknolojik gelişimler sayesinde bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak idari işlem ve süreçlerin sadeleştirilerek kamu görevlilerinin takdir yetkilerinin sınırlandırılması ve şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin tam olarak hayata geçirilmesi.

Bütün saymış olduğumuz bu ilkelerin toplumsal ve bireysel ahlaki bilinç oluşturması belli bir süreç alacağından bu sürecin iyi yönetilmesi ve uygulanabilir olması büyük önem arz etmektedir..

İşin özeti şu eğer ahlaki değer ve kuralları kamu yönetimi içerisinde şeffaf adil ve uygulanabilir, sürdürülebilir bir biçimde kurumsallaştıramazsak ve kamu personellerine bu ahlaki değer ve kuralları benimsetip içselleştiremezsek işte o zaman ahlak dışı davranışların cezai tedbirler ile önlenmesi mümkün değildir diyebiliriz.

Ahlakla ilgili bir hikayeyle yazımızı bitirelim.

Ateş, su ve ahlâk bir yolda buluşmuşlar. Tanıştıktan sonra bir muhabbete tutuşmuşlar. Başlamışlar kendilerini tanıtmaya.
Ateş başlamış söze:

 

Bendeniz ateş: Ben demiş aşığımdır kimi zaman karanlıklarda, kimi zaman soğuklarda ısınmaya sebebim. Kimi zaman güneşim, kimi zaman bir kor parçasıyım yakarım hoşuma gitmediğinde önüme ne gelirse. Çok iyiyimdir. Benden çok kere istifade edilebilir der ve ekler ateş. Fakat bir sinirlenirsem yakarım etrafımda ne varsa kimi zaman yangın olurum ansızın yakalarım en boş anlarda der. Onun için benimle aranızı iyi tutun der.
Su başlar söze:

 

Bendeniz der su: Hayat kaynağıyımdır. Yokluğum çok kötüdür. Ben olmazsam yaşayamaz canlılar. Her hayatta ben varım der. Benim olduğum yerde hayat. Sonra başlar ateşin yaptığı gibi zararlarından bahsetmeye. Fakat der ben bir kızarsam sel olurum bazen, bazen bir fırtınayla gelirim ne varsa yutarım. Onun için benle aranızı iyi tutun der.
Sıra gelir ahlaka:Bendeniz ahlak: Hayat düzeninde benim yerim başkadır der. Benim hiç bir kötülüğüm yoktur. Kimseyi de tehdit etmem der.

 

Sonra ateş girer söze:Ben bu arkadaşlığı çok sevdim der. Hani olurda bir gün birbirimizi kaybedersek nasıl buluşacağız der.
Su derki beni kaybederseniz eğer bir yağmur gördüğünüzde kaçmayın yaklaşın ben orada olurum der.
Ateş derki beni kaybederseniz eğer bir duman görürseniz, bir sıcaklık hissederseniz hemen gelin ben orada olurum der.
Sıra gelir ahlaka:
Söylediği söz çok manidardır.Siz siz olun beni sakın kaybetmeyin der. EĞER BENİ BİR DEFA KAYBEDERSENİZ BİR DAHA BULMANIZ MÜMKÜN OLMAYABİLİR. Ne mutlu ahlakını kaybetmeyenlere...