Ben bu softalara, başlarını apış aralarından çıkaramayanlara bir türlü anlatamıyorum. Kadın hayata Allah’ın en büyük armağandır.

O yaratma gücünü kadınla paylaşmıştır.

Yarattığını ‘O’nun bedenine emanet etmiştir.

Biz neslin devamı duygusunu, O’nun bedeninde bulmuşuz.

O’nun bedeninden tanrının bize armağanı oğlumuza, kızımıza, torunumuza diye bağrımıza kavuşmuşuz.

Doğumu öğrenince, kimimiz nağra atmış; kimimiz silahımızı havaya boşaltmış; kimimiz şampanya patlatmışız.

Bazı salaklarımız da, erkek beklerken, Erkek adamın, erkek çocuğu olur”gerizekâlılığına inanıp, kız oldu diye surat asmış.

Bunlar,aradan birkaç yıl geçip, gülücükler kendini fethettiğinde, 3/4 yaşındaki meleğin terliklerini önlerine getirdiğinde, eşekliklerini anlamışlardır.

Okullar açmışız, adamlar yetiştirmişiz, ama onlar sınıfları geçseler de, medeniyet dünyasına girişte başarısız kalmışlar.

Bazılarının  “Ne olacak işte medrese kültürü” dediklerini duyuyorum, bu yanlış, söyledikleri gibi, medrese bir kültürdür ve Medrese kültüründe, kadın aşağılanmaz.

Bunlar, “Cinsel münasebet esnasında şeyhinizi düşün“ diyen cemaat kültürü.

Maalesef bu kültür, laik eğitimi de, medrese eğitimini de yeniyor.

Baksanıza, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bile“Cinlerin hayatımıza ve tercihlerimize tesirini konuşuyor.”

Eğer, evladını, o canım varlığını, 2 ineğe, 10 koyuna veya bir tarlaya, 13/ 15 yaşlarında satan vatandaşların varsa, sen bu kültürü yenememişsen, milletvekili olmuşsun, bakan olmuşsun, başbakan olmuşsun, Cumhurbaşkanı olmuşsun, ne yazar.

O kızların, kafası çağlar ötesinde kalmış kocası tarafından öldürülmesi, o kız karşılığında aldığın iki ineğin sütten kesilmesi, koyunların kurtlar tarafından parçalanmasından daha az hüzün verir sana.

Taa, Orta Asya’da kurduğumuz devletlerin Hanlarının, Kaanlarının yanlarında, kararlara iştirak eden Ece’lerden,  kadınların evlat verdiği erkeklerin vahşet dolu gecelerine nasıl ulaşmışız?

Eğer bir iktidar, hâlâ kafalarını cemaat kültürüyle apış aralarından kurtaramamış Milli Eğitim Müdürleri’ne, Belediye Başkanlarına sahipse, bize medeniyet dünyasında attığı adımlardan, böldüğü yollardan, dağları delen tünellerinden, denizleri aşan köprülerinden, ne de,metro hatlarının kilometrelerinden bahsetse  de, kimsenin umurunda olmaz..

Biz eşref-i mahlûkatdediğimiz insanın değer bulmasını, bir tanrı armağanı olduğunun unutulmamasını, alınıp satılmamasını, yaşamlarına, giyimlerine, kuşamlarına karışılmamasını; eğitimde, hayatın eşiğinde, hayatın bitişinde eşit olmasını istiyoruz.

Ekonomik hayatımıza katılıp ekonomik özgürlüğünü elde edince, çile çekmeye, köle telâkki edilmeye“Hayır“ diyebilmesini istiyoruz.

Bunun için, bizi yönetenlerin, kafalarını değiştirmelerini, cemaat kültürünün İslamiyet’le ilgisi olmadığını söylemelerini; ne cinsi münasebet esnasında, ne ibadet süresinde, şeyhi düşünmenin safsatadan ibaret olduğunu belirtmelerini istiyoruz.

Ne Emekçi Kadınlar, ne de hayatımızın diğer günlerinde kadınlarımızı kan göllerinin içinde görmek istemiyoruz.

Biliyoruz ki onlar gül yaprakları içinde geçirecekleri bir hayatı hak ediyor.

Bütün kadınlarımıza, güller gönderiyorum.

Dün kaybettiğimiz kadınlarımıza rahmet, yaralılarımıza şifalar; ailelerine, dostlarına sabırlardiliyorum.