GÖKÇE ÇALIŞCİ
Amerika Birleşik Devletlerinde kadınların kıyafetleri genellikle elbise ve eteklerden oluşurdu. İş yapmak ya da spor yapmak için pantolon gibi rahat giysiler giyen bazı kadınlar hariç…
MODANIN KRALİÇESİ
19. yüzyılda pantolonu savunan bazı kadınlar varken, kadınlar için kabul edilebilir bir günlük kıyafet seçeneği olarak pantolonlar 20. yüzyılın ortalarına kadar benimsenmedi.
Düşkünler evinde doğan Gabrielle Coco Bonheur, zamanla modanın kraliçesi oldu. Fransız moda tasarımcısı ve Chanel markasının kurucusu olan ‘Coco’, “Time: Yüzyılın En Önemli 100 Kişisi" listesinde de geçen tek moda tasarımcısı oldu.
ÜNİFORMALAR TASARLANDI
1930’lu yıllarda Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üniformalarını Coco Chanel’e tasarlattı. Türk Ordusu 1980’lere dek onun imzasını taşıyan üniformalar giydi.
TSK kıyafetlerinin son tasarımını yapan Arzu Kaprol da, kıyafetlerde beğendiği ve değiştirmek istemediği kısımların, hep Chanel tarafından tasarlananlar olduğunu belirmişti.
TÜRK ASKELERİNİN KIYAFETLERİNİ TASARLADI
Coco Chanel, sadece kadınları değil Türk askerlerinin kıyafetlerini de dikti. Kimsesiz bir çocuk olmak onun için bir endel değildi. Zorlu yollardan geçerek bir kadının neler yapabileceğini gösterdi. 12 yaşında annesini kaybeden Coco, yetimhanede öğrendiği dikiş sayesinde hayatını değiştirdi.
Fransız subaylarının kıyafetlerini diken terzinin yanında işe başlayan Chanel, Etienne Balsan adlı bir subay ile tanıştı. Onun desteği ile açtığı Chanel Modes adlı dükkanı moda dünyasının kurallarını yazdı.
BİR İKONUN DOĞUŞU
Balsan ile tanışan Coco bir gün Fransız Subaylarının gittiği Cafe Chantant adlı eğlence mekânına davet edilir. Chanel ilk kez böyle bir yere getirimiştir. Kadınlar, kahkahalar, dans, subaylar, sigara dumanı ve sahne… O sırada sahnede bir kadın şarkı söylemektedir. Etienne, Chanel’insahneye çıkıp kendisi için bir şarkı söylemesini ister.
Zoraki de olsa sahneye çıkan Coco Chanel piyanist’in yanına yaklaşarak “ Qui qu’a vu Coco dans I’Trocadero?” ( Coco’yu Trocadero’da kim gördü) parçasını biliyor musunuz der.… Şarkı biter ama alkışlar bitmez. Salondakiler bir daha coco diye seslenmye başlarlar. Gabrielle sahneden indikten sonra Balsan kendisine sarılır ve “ Co-co Co-co” diye fısıldar ve “ Sen benim için bugünden sonra Coco olacaksın” der. Ve Coco Chanel’ın doğuşu o gün olur.
Sahneye çıktığı akşam genç Fransız subayı ve milyoner olan Etienne Balsan'e aşık olan Chanel, Balsan’ın 3 yıl metresi olarak kaldığı bu şatoda güzel ve şık kadınlar, asil erkekler, elmaslar, inciler, şampanyalar, partiler kısacası “lüks” ile tanıştı. Chanel’in Balsan’dan çocuğu oldu.
Lisanslı bir şapka tasarımcısı oldu. Kendi kıyafetlerini de dikmek isteyen Cocu’nun önünde tek bir engel vardı ‘kıyafet tasarımcısı lisansı’ o dönem sadece erkek iç çamaşırlarında kullanılan jarse parçayı kadın kıyafetlerinde kullanarak bu açığı değerlendirdi. Vücuda oturan etek yakasız ceket, pantolon ile modanın kapılarını açtı. Günümüzde kullanılan ve kadınlar vazgeçilmez parçası olan siyah mini elbisenin kahramanıda Cahel'dir.
1921 yılında ilk parfümü No: 5’i yaratan Chanel’in bu parfüme No: 5 ismini vermesinin nedeni beş rakamının uğuruna olan inancıydı. Koleksiyonları da 5 Şubat ve 5 Ağustos’ta görücüye çıkarırdı. Bugün bile Chanel modaevinin defileleri ayın 5’inde yapılmaktadır.
1971 yılında hayatını kaybeden Chanel’in şu sözleri arkasında bıraktığı kıyafetler kadar kıymetliydi, “Eğer kanatlarınız olmadan doğduysanız onların büyümesini engellemeyin."