Çok kıymetli meslektaş büyüğümüz, Gazeteci- Yazar Bekir Coşkun’un harika bir yazısı sosyal medyayı kasıp kavuruyor son günlerde vesselam.

Yazı bir yandan tüm kadınların duygu ve düşüncelerine tercüme olurken, diğer yandan da biraz vicdan sahibi olan herkesi düşündürüyor belli ki,

kadın erkek fark etmeksizin konuyla alakalıçok güzel yorumlar yapıyor, paylaşımlarda bulunuyor.

Her ne kadar kadınlar ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’, Mayıs’ın ikinci pazarı Anneler Günü, ‘5 Aralık Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı Günü’ vs gibi günlerde konuşuluyor ve tebrik ediliyor olsa da,

dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de kadınlar ne yazık ki hâlâtam anlamıyla hak ettiği değeri bulabilmiş değil.

Acı bir gerçektir ki hâlâbir sürü kadın, erkek şiddetine maruz kalmaya devam ediyor.

Kimi şiddet görüyor, kimi dayak yiyor, kimi yaralanıyor, kimi de… maalesef ölüyor!..

..Ve tüm bu kadınlar birer anne, eş, kardeş, evlattan ibaret…

..Ve çok çok yazık ki; gitmesi için zorlanan, gidince terk etti edebiyatı yapan insanlarla dolu etrafımız…

Hâlbuki genelde kadın sevgisizlikten gider…

..Ve yine hâlbukibilinmeli ki; Herkes bir kadın evladıdır. Dolayısıyla kadın giderse yaşam biter ve bu durum tartışma dahi götürmüyor…

Ne de güzel yorumlamış Gazeteci- Yazar ustamız

Bir kadın gittiğinde…

Kadınlar bir gün bu dünyadan aramızdan çekip gittiklerinde, peşlerinde ’yetim-öksüz’ kalan çok olur.

Mutfaktaki dolap, perdeler,

kavanozun içindeki eski düğmeler,

özenle saklanmış küçülmüş giysiler,

dolap diplerindeki yarım kalan örgüler,

danteller,

dikiş malzemeleri,

kurdeleler…

Çekmecenin dibinde artık kimsesizdir eski tarak ve tokalar…

Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.

Sık sık boynunu büker ’sarıkız’

Teki kalmış o eski bardağın, fincanın anlamını bilen olmaz,

Balkon artık sessizdir,

koridor kimsesiz…

Bir kadın gittiğinde…

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında;

bir ağır işçi,

bir temizlikçi,

bir aşçı,

bir bakıcı,

bir bahçıvan,

bir hastabakıcı,

bir muhasebeci…

bir anne gider…

bir dost…

bir arkadaş…

bir sevgili…

bir komşu…

ne çok kişi gider aslında, bir kadın gittiğinde.

Yaşarken kıymetinizi bilenlerle yaşamanız dileğiyle…

..Ve her şeye rağmen biz kadınların gözünden:

Bir erkek gittiğinde…

Bir erkek gittiğinde, yemeklerin tadı kalmaz, ütülü gömlek pantolon hiç bir şey ifade etmez,

sabah gazeteleri öksüz,

öğlen kahveleri ıssız,

akşam yemekleri sessiz ve neşesiz,

özetle dünyanın tadı tuzu gider,

bununlabirlikte çok hareketli, becerikli kadını övecek veya eleştirecek de gitmiştir aslında.

Dolayısıyla erkek gibi kadın da ıssız kalır ve

bu ıssızlık da mutfağın sessiz kalması kadar da üzücüdür en az...

Kadın erkek fark etmez, kıymet bilinmeli tartışmaya gelmez…

Yaşarken kıymetinizi bilenlerle yaşamanız dileğiyle…