Kadın olmanın mana ve önemi üzerine bir kez daha düşünmek için eşsiz bir fırsat sunan anlam yüklü bir günü geride bıraktık.

Toplumun her kesiminde ve üstlendikleri her görevde takdire şayan bir şekilde sorumluluklarını yerine getiren kadınlarımıza çok şey borçlu olduğumuz bir gerçektir.

Yıllardan beridir bilimden sanata, spordan edebiyata, siyasetten çalışma hayatına kadar hayatın her alanında kadınların büyük çaba ve başarılarına şahit olunmuştur.

Kadın elinin değdiği her yerde bir güzellik, göz nurunun düştüğü ve emeğinin geçtiği her noktada bir derinlik bulunmaktadır.

 Yaratılmışların en seçkin varlığı insandır. Kelime olarak insan; kadın ve erkek cinsinin ortak adıdır. Her ikisi de bir erkek ve bir kadından yaratılmıştır. Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de: “Ey İnsanlar! Şüphe yok ki, biz sizi, bir dişi ve bir erkekten yarattık…” (Hucurat, 49/13.) buyrularak bu gerçeğe vurgu yapılmaktadır.

Kadın ve erkek arasında biyolojik farklılıklar vardır. Bu farklılıklar, Cenab-ı Hak katında bir üstünlük veya eksiklik ifade etmez. Üstünlük ancak takva sahibi olmaya bağlıdır.( Hucurat, 49/13.)

      Erkekle eşit konumda yaratılan kadın, İslam’ dan  uzaklaşan toplumlarda sürekli ezilmiş, hakaretlere maruz kalmıştır. Kalplerdeki katılığın zirveye çıktığı cahiliye döneminde, bazı kabilelerin kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleri bunun en açık göstergesidir. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir. “Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! Kendisine verilen kötü müjde(!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!” (Nahl, 16/58-59.)

İslamiyet’le birlikte kadın toplumda hak ettiği değeri almıştır. Kadının konumundaki bu değişiklik, Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette ifade edilmektedir. Yüce Dinimiz İslam, kadın ve erkek arasında hiçbir ayrım yapmamış, ilahi emir ve yasaklara muhatap olmada onları eşit tutmuştur.

Kadınlara karşı yapılacak muamele konusunda bizim için en güzel örnek Sevgili Peygamberimizdir. O, kadınlara sert muamelede bulunmamış,  onlara karşı her zaman güler yüzlü olmuş, sevgi, saygı ve anlayış göstermiştir. Hz. Peygamber(s.a.v), bir hadis-i şerifte  “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlakı en güzel olanıdır,  hayırlılarınız da kadınlarına karşı iyi davrananlarınızdır.”( Tirmizi, Rada, 11)  buyurmaktadır.

O halde; Rabbimizin bize birer emanet olarak verdiği kadınlarımıza sahip çıkalım. Dinimizin kadınlara verdiği değeri unutmadan, onlara karşı davranışlarımızı yeniden gözden geçirelim.

Rahmet Peygamberi Veda Hutbesinde.“ Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’tan emanet olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi, onlarında sizin üzerinizde hakkı vardır…”( Veda Hutbesi)

İnanan insanlar için en güzel örnek Sevgili Peygamberimizdir. O, hanımlara karşı daima sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayış göstermiş, bırakın dövmeyi; hanımlara karşı hiçbir zaman kaba davranmamış; hep güler yüzlü olmuştur. Dolayısıyla Peygamberimizin hanımlara karşı gösterdiği bu tavır, hepimiz için örnek olmalıdır. Bu vesile ile dün idrak ettiğimiz başta Afrin’de destan yazan kahramanlarımızın anneleri ve eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutluyorum.