1969 yılında Oyak-Renault, 1970’lerde TOFAŞ-FİAT temeli atılırken "montaj sanayi" diye kıyameti koparanlar,  İstanbul Florya’daki Güneş Motel’de 12 Adalet Partisi milletvekilini siyasi rüşvetle satın alıp iktidar olduklarında, Vehbi Koç’un  "otomobil sanayimiz çöker" telkiniyle, Ortak Pazar- Avrupa Birliği’ne , “Sanayimiz hazır değil”  diyerek hayır demişlerdi.

Gümrük Birliği’ne girişimizi de, aynı kafayla, tenkit etmişlerdi...

2015 genel seçimlerinde ne yaptılar, ekonomik kalkınma programı diyerek, iç Anadolu’ da kurulacak bir serbest bölgede, Çin mallarını ambalajlayıp, komşu ülkelerine satacaklarını söylüyorlardı..

Bu 60 ‘lı  70 ‘li yıllarda bizim başımıza kaktıkları montaj sanayinden bile,  bir önceki gelişme dönemi olduğunu bilemediler.

Bu partide siyaset yapanlar, MİT’te mi eğitiliyorlar ne?

Her şeyleri gizli..

Türkiye’de Kürt meselesi  ile ilgili ilk raporu hazırlayan partinin, bugünkü Kürt politikası gizli.

Barış süreci ile ilgili plânları gizli. Ekonomik plânları gizli...

PKK ile mücadele planları gizli.

Anayasa ile ilgili plânları gizli..

Yahu siz muhalefet partisisiniz, inanmasanız da siyaset jargonuna göre, iktidar alternatifisiniz, koysanız çözüm  önerilerinizi önümüze..

“Benim, enflasyonla mücadele programım,  büyüme modelim, demokrasi anlayışım,  seçimlerde ulaşmak istediğim hedef, işte benim  bu ülkenin insanlarına layık gördüğüm hayat standardı, yaşam konforu bu..” desenize..

“Benim iktidarımda, hâkimler sadece, kanunların emri ve vicdanlarının sesiyle karar verecekler. Medya herhangi bir baskıya maruz kalmayacak, medya yöneticileri,  sabahtan akşama, muhtarlarımıza , sabahtan akşama başörtülü hanımlara hitaben yapılan konuşmalara esir olmayacak..

Ekonomi konusunda, fikir beyan eden işadamlarına, ertesi gün kapıcılarından şoförlerinden önce, maliyenin teftiş elemanları, vergi müfettişleri, "Günaydın" demeyecekler.

Yaşam tarzlarına, sofralarındaki gıdalara, eteklerinin boylarına bakılarak, alınları secdeye değenler ve değmeyenler diye ikiye ayrılarak ve bu ölçülere dayanılarak insanlar  kâfir ilân edilmeyecek..

İşte,  "Bu temel insan haklarının, basın hürriyetinin, teşebbüs  ve inanç hürriyetinin teminatı benim anayasa teklifimdedir" diyerek bizi inandırsanıza..

 

Sadece bu değil, güneyimizde yaşanan savaş dolayısıyla, endişe içindeyiz. Bilmek istiyoruz!

Irak’ta Esat’la, Iraktaki Maliki artığı ile barışacak, İran’ın  yüzünü  güldürüp, Türkiye’nin Doğu ve Güney Doğu  sınırlarını bir Alevi - Şii  kuşağına mı emanet edeceksiniz?

Sonra, bu Alevi- Şii kuşağının Lübnan’a, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemene uzanıp, bütün Arap dünyasını ve İsrail’i kuşatmasına mı razı olacaksınız?

Osman Korutürk'lerin, Faruk Loğoğlu'ların, Şükrü Elekdağ'ların bulunduğu bir partide, dış politikayı en ileri meslek kariyeri Musul Konsolosluğu olan, bu görev süresinin yarısını da IŞİD elinde rehin geçiren zat mı bu süreci doğru yönetecek?

O zatın, bu gelişmeyi  İsrail’in  nasıl okuyacağı konusunda, bir fikri var mı?

Madem ki, kendinizi iktidar alternatifi sanıyorsunuz, bu konulardaki düşünceleriniz, plân ve programlarınız niye gizli?

İktidarın, sizden kopya çekmesinden mi korkuyorsunuz?

Yoksa, yok mu?