Hollanda’yla yaşanan kriz ister istemez akıllara ticari ilişkileri getiriyor.

Çünkü ülkeler arasındaki ilişkilerde aslolan ülkelerin çıkarlarıdır. Ülkeyi yönetenlerin görevi de kendi ülke çıkarını korumaktır.

Ama emin olun öyle şeyler oluyor ki; bazen ülke çıkarımız bu işin neresinde; anlamış değilim.

Örneğin; Mısır'la papaz olduk bizim çıkarımız ne oldu?

Rusya’yla papaz olduk milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp yaşadık. Sonra özür dilesek de akabinde Suriye topraklarında Rusların yanlışlıkla (!) askerlerimizi şehit etmesi hâlâ hafızalarda… Yani öyle anlaşılıyor ki özür yeterli gelmemiş.

Yetmiyor, kalkıyoruz; ‘Ey Avrupa’ diye başlıyoruz. Oysa AB ülkeleri dış ticaretimizin ana eksenini oluşturuyor. İhracatımızın yarıdan fazlası AB ülkelerine… Yahu kardeşim bir ara Almanya bir kimyasal maddeyi göndermedi diye mobilya sektörümüz durmuştu hatırlayın.

Ben bu yaşıma geldim, bu denli küçük düşürüldüğümüzü hatırlamıyorum. Yahu adamlar diyor ki burada seçimler var. Ziyaretlerinizi bir hafta erteleyin. Bizimkiler yok illa da geleceğiz. Kapıdan almazlarsa bacadan gireriz, onları dünyaya rezil rüsva ederiz. Dayılanmayı seviyoruz ya… Gazze’ye de gidecektik, altı yıldır gidemedik.

Neyse…

Ayrıca muhalefet partileri oradaki etkinlikleri iptal ediyor. Keşke iktidar partisi de olayı böyle tırmandırmak yerine siz bizi istemiyorsanız biz de sizi istemiyoruz deseydi. Sanırım çok daha etkili olurdu.

Nitekim Almanlar'la İncirlik krizi yaşandığında adamlara gelmeyin dedik, gelmediler. Onlar da biz kapıdan olmazsa bacadan gireriz mi demeliydiler. Sonra diplomasi çalıştı; geldiler. Yani herkesin empati yapması şart. Devletler arası ilişkilerde bir diplomasi dili var. Bu dili kullanmalıyız. Oralardan nasıl oy devşirebilirim hesabı olmamalı.

Bütün bunları yazarken özellikle Hollanda’nın orantısız güç kullanmasını da kınıyorum. Orası da ayrı…

Gelelim somut rakamlara;

Türkiye Hollanda arasındaki ticaret hacmi 2015 rakamlarına göre 6,1 milyar dolar. Bu ülkeden 3,2 milyar dolar ithalatımız var, 2,9 milyar dolarlık da ihracat yapmışız. Dış ticaret açığı veriyoruz.

Biz dış ticaret açığını nasıl lehimize çevirebilirizin peşinde koşmalıyız.

Adamlar 22 milyar dolarlık rakamla Türkiye’deki en büyük yabancı yatırımcı ülke konumunda. Ayrıca Türkiye’den Hollanda’ya yapılan yatırım miktarı ise 9 milyar dolar. Geçtiğimiz günlerde Petrol Ofisi’ni aldılar. Bir milyonu aşkın turist geliyor. Ruslar turist göndermeyince turizm sektörümüzün halini hatırlayalım. Eğer bunlara Avrupa ülkeleri eklenirse varın gerisini siz düşünün.

Ayrıca Hollanda devlet ilişkisi kurduğumuz ilk ülke. 400 yılı aşkın geçmişe sahibiz.

Daha Almanya’ya değinmedim. Avrupa’daki en büyük ticari ortağımız. En fazla turist aldığımız ülke. Vatandaşımızın en yoğun yaşadığı ülke… İhracatımızda ilk sırada.

Eğri oturalım doğru konuşalım.

Bu tür hamasi söylemlerin ülkemizin çıkarlarına hizmet ettiğini sanmıyorum. Bilakis giderek yalnızlaşıyoruz. Bu çok tehlikeli…

Bir ülkeyi yok etmenin yolu önce yalnızlaştırmak sonra tepesine binmekle mümkün.

Aman dikkat:

Oyuna gelmeyelim.

Derhal diplomasi diline dönelim.