Kentsel dönüşüm gibi bir modern hizmet maalesef Nilüfer'de pek çok ailenin kabusu oldu. 0.50 mağdurları seslerini duyurmak ve haklarının iadesi için watssap grubu kurmaktan, Ankara'ya yürümeye kadar her türlü yola baş vuracaklarını söylüyorlar.

Başından itibaren Nilüfer Karaman Mahallesi'ndeki Birkent Sitesi’nin Kentsel Dönüşüm Projesi’nin içinde bulunan birisiyim. Bu yüzden öncelikle Kentsel Dönüşüme yaklaşma nedenimizi açıklamak istiyorum. Bizler bu dönüşüme bir tek can güvenliğimizi temin etmek maksadıyla yaklaştık. Başka da bir amaç gütmedik.

GÜVENLİĞİ ÖN PLANA ALDIK

Çünkü; binalarımız yaklaşık 30 yıllık ve de bakıma muhtaç durumundadır. Dolayısıyla bakım masrafını yapsak dahi neticede binaları sadece makyajlamış durumda olacaktık. Bizde makyaj yapmak yerine, can ve mal güvenliği ön plana alan bir anlayış içerisinde meseleye yaklaştık. Konjektörel ortamda Kentsel Dönüşümünde destekleniyor olmasından istifadeyle, bizde bundan faydalanalım dedik.

PİŞMAN OLDUK

Fakat yola koyulduğumuza pişman olduk. Çünkü burada bin yandan yerel belediyelerden olması gereken devamlılığı göremememiz dolayısıyla mağduriyet yaşarken, öteki taraftan ticari yaklaşım dolayısıyla da müteahhit firmaların elinde bir yerde ‘mecbur tutulur’ noktalara taşınıyoruz.

ŞİKAYETÇİYİZ

Doğal olarak her birimiz bu her iki konudan da şikayetçiyiz. Halbuki hiçbir şekilde hakkımız olmayan hiçbir şey istemiyoruz. Bizim başlangıcından bu yana tek bir istediğimiz var, o da can güvenliğimizi sağlamak. Çünkü Çevre Bakanlığı'nın yapmış olduğu karot tespitleri sonucu sitemize yıkım kararı gelmiş durumdadır. Ve bu şartlar altında bizim sitemiz yıkılacak. Bundan kaçış yok.HER ŞEY TASDİKLİ

Ancak Büyükşehir Belediyesi’nden Eylül sonu itibariyle almış olduğumuz, Meclis ve Encümenlerinden geçmiş, plan notlarının tasdiki onaylanma uygunluğu tescil edilmiş bir takım haklarımız, plan notlarımız ve proje detaylarımız vardır. Fakat bu kez de Çevre Bakanlığı ile Çevre Müdürlüğü aralarında iletişim anlamında bir revizyona gidildi. Ve revizyon karot raporumuzu yaklaşık üç aydan fazla süre sonra almamıza neden oldu. Bu da bizim dışımızda bir faktördü ve beklemek zorundaydık ki ancak ondan sonra yola koyulabildik…

KAZANILMIŞ HAKKIMIZ GERİ ALINIYOR!

Derken; Şimdi de belediyenin, anlam veremediğimiz bir davranışıyla karşı karşıyayız. Çünkü kazanılmış hakkımız bizden geri alınıyor. Ve bizim isyanımız tam da bunadır. Sonuçta 50 hane, 250 kişiye yaklaşan bir nüfus olarak mağduriyet yaşıyoruz.

ADALET İSTİYORUZ

Kaldı ki bu sadece bizim sorunumuz da değil. Nilüfer Bölgesi’nde aynı durumda olan yaklaşık 100 civarında site var ve hepsinde de böyle bir tablonun olduğu aşikar. Her gün, her kes bir şikayetini anlatıyor örneğin. Yine de konumuza ve mağduriyetimize şikayet anlamında değil, hukuk kuralları içerisinde adaletli bir yaklaşım bekliyoruz.

Bundan kastım;

Kazanılmış hakkımız, daha önceki belediye başkanın şahsından kaynaklanan, onunla yaptığımız bir ticaret değildir. Elimizdeki Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne sunmuş olduğumuz projenin yasal olarak uygunluğu doğrultusunda alınmış bir karardır.

Yanlışı düzeltmek bizim işimiz değil

Belediye başkanlığındaki değişim ile kazanmış olduğumuz haklarımız elimizden alındı. Tamam, belediye kendi içinde yanlışlık yapabilir. Ancak bunu düzeltmek biz vatandaşın işi değildir. Bunu düzeltecek olan kişiler kendi kurumunun içindedir.

LÜTFEN MAĞDURİYETİMİZİ ÖNLENYİN

İktisat eğitimi almış ve hukuk nasibinde olan birisi olarak biliyorum ki; Bu durumda ne hukuka ne ticari tahammüllere uymayan bir uygulamayla karşı karşıyayız. Ve bu mağduriyetimizin önlenmesini önemle talep ediyoruz. Özetle; Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin daha önce bize vermiş olduğu haklarımızın iadesini istiyoruz. Başka da bir talebimiz yoktur.

BÜYÜK ÜZÜNTÜ İÇERİSİNDEYİZ

Son olarak kişisel bir düşüncemi ortaya koymak ve bir de gerek yerel, gerek geneldeki yöneticilerimize bir soru sormak istiyorum;

Hukuk var mıdır? Hukuk var ise, devlet ve bürokrasideki devamlılık ne olacak? Biz burada hiçbir imtiyaz istemiyoruz. Sade ve sadece, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bize vermiş olduğu haklarımızın iadesini istiyoruz. Ve bu hakların verilmeyişi, yaşanan mağduriyet, devleti idare etmenin sıkıntılarını da bize hatırlatıyor. Bundan dolayı da ayrıca büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Dilerim konumuz bizim düşündüğümüz noktalara taşınır.

Saygılarımla

Erhan OLGUN

 ***

 Tek amacımız mağduriyetin giderilmesi

Bir süre önce Kentsel Dönüşümle alakalı çıkan yasa gereği sitemizde bir karot testi yapıldı. Ve karot testleri sonucu, tarafımıza Şehir ve Çevrecilik Bakanlığı’ndan sitemizin mevcut yönetmeliğe göre uygun olmadığıyla alakalı yazılar geldi. Bu yazılar doğrultusunda sitemizdeki dönüşüm mecburiyete döndü.

0,50 EMSAL HAKKI KAZANDIK

Bu süreçten önce anlaştığımız bir müteahhit firmayla hareket ederek, Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin Meclisi’nden, daha doğrusu Bursa’ya verilen haklar çerçevesinde, 0,50 emsal hakkı kazandık. Ve bu hakkımız, 1 Ekim 2017 tarihinden önce olup, eski planlama ve eski imar yasasına göre de uygundu.

KANUN DEVAMLI ERTELENDİ VE 4 YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ

Ancak işler karıştı. Çünkü bakanlıktan gelen prosedür gereği aslında 2011‘de başlayan ve 4 yıl boyunca devamlı ertelenen kanun, 1 Ekim 2017 itibariyle yürürlüğe girdi.

Bu yürürlük sonucu; eski plana göre emsale dahil olmayan dubleks daireler, bahçe katları ve balkonlar, yeni yönetmelikte dahil oldu. Bundan dolayı, 0,50 emsalde daha önceden sitemizde 92 daire çıkarken (50 hane mevcut şu an), yeni yönetmeliğe göre 77 daire oldu. Bu bir hak mağduriyeti olsa da, neticede müteahhitle belediyenin arasındaki ikili ilişkiler.

Peki, bizim hak mağduriyetimiz nerede çıktı?;

  1. 'si Belediyenin vermiş olduğu bu emsal artışından dolayı m2 başına müteahhitten istediği bedel yer alıyor. Bu rakam da ortalama sadece bizim sitemiz adına konuşacak olursam 1 milyon 200 bin TL civarında seyrediyor.

Bu bedel taahhüt karşılığıdır… Haliyle bu da müteahhidin üzerine belli bir yük getirdi.

Bu yükün üstüne bu sefer de müteahhit ile site arasında bir çelişki çıktı. Çünkü belediye, doğan mağduriyeti gidermek adına bir noktada müteahhitlere; “Sizin emsallerinizi 0,65’e çekelim” önerisinde bulunmuş. O noktada daire sayısı bir nebze de olsa, 95 olması gerekirken 85’lere geldiği için, müteahhit firmamız bunu kabul etmiş. Ancak sonradan belediye onu da geri çekmiş.

SIKINTI DEVAM EDİYOR

Ve şu anda Büyükşehir Belediyesi diyor ki “Ben sizin hiçbir şeyinizi yapamam. Eskiyi kabul etmiyorum!”. Ancak diğer taraftan da karot testleri sonucu yıkım kararı çıktığı için bu karar bizleri mağdur etmeye devam ediyor.

Çünkü süreç şöyle işledi:

  1. Önce Bakanlığın verdiği yazı tapu dairesine gitti, tapularımıza şer kondu, oradan da yerel belediyeye, Nilüfer Belediyesi’ne yıkım kararı çıktı…
  2. Yıkım kararının arkasından, belediye tapudan aldığı yazıya istinaden bize 60 gün içinde evlerimizi boşaltma emri verdi. Ve bu süreye en fazla 30 gün ilave ediyor. Bunun sonunda da sırasıyla yaptırımlar başlıyor. Elektrik, su, doğalgazı kesme gibi, daha sonra da polis nezaretinde evi boşaltıp yıkım kararı çıkıyor. İşte mağduriyet de tam burada doğuyor.
  3. Ve bu yüzden de, ciddi boyutlara ulaşmış mağduriyetin giderilmesi için, belediyenin ilk vermiş olduğu haklar çerçevesinde hareket edilmesini istiyoruz. Çünkü bizler o kanunlar, yani 1 Ekim’den önce yapılan kanunlar çerçevesinde işlem gördük.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ‘OLMAZ’ DİYOR ANCAK…

Buna rağmen Bursa Büyükşehir Belediyesi bu anlamda herhangi bir yaklaşımda bulunmuyor. Aksine, ‘olmaz’ diyor! Üst yönetim ‘bu işi komisyona bırakın’ diyor, komisyon ‘özel idareye bırakın’ diyor, özel idare ‘şehir planlamaya bırakın’ diyor ve herkes sürekli topu bir birine atıyor. Top da devamlı taçta.

86 SİTENİN YÖNETİCİSYEL WATSAP GRUBU OLUŞTURDUK

Lakin çok acıdır ki bu durumda, ortada yaklaşık 100’e yakın site ve 50 bin kişilik bir mağduriyet var (tüm bunların hepsinin bende evrakları mevcut). Bizlerde artık bıktık ve bu konu hakkında haberleşebileceğimiz, yaklaşık 86 sitenin yöneticileriyle bizlerin de içinde bulunduğumuz bir watssap grubu oluşturduk.

HEP BİRLİKTE HAREKET EDECEĞİZ

Bundan sonra da el ve güç birliğiyle hep birlikte hareket edeceğiz. Bugünden itibaren de, tüm sıkıntı ve sorunlarımızı başta sosyal medyadan, yerel, ulusal medyadan ve tüm diğer platformlarda da sesimizi duyurmak için daha sık çalışacağız.

Tek amacımızı mağduriyetimizi ortadan kaldırmak.

Biliyoruz evlerimiz eninde sonunda yıkılacak. Ama mevcudu yıkılmış olanlar, dışarıda olanlar, inşaatı başlamamış olanlar, evler boşaltılmış, yıkım başlamış, ya da inşaatı başlamış yarım kalmış olanları var… ve bu sitelerin toplamı 100’e yakınlaşıyor.

HALK PERİŞAN

İnsanların bazıları kira yardımı alabiliyor, bazıları hiç alamıyor, cebinden ekstra ödüyor. Bu konuda da ciddi anlamda mağdur olanlar var. Haliyle binlerce insan dışarıya çıktığı gibi, Nilüfer’de üstüne üstelik ortaya bir de kira sıkıntısı çıkıyor. Ve bu durum Nilüfer Bölgesi’ndeki kiraları ciddi anlamda astronomik rakamlara çıkardı. Daha önce 800-900 TL civarında olan ve yüzüne dahi bakmayacağınız evler bu gün 1400-1500 TL‘ye kiraya veriliyor.

SESİMİZİ DUYURACAĞIZ

Özetle; zor hayat şartlarında insanlar bir de bu durumla karşı karşıya kaldı. Okullarından, evlerinden, ortamlarından uzaklaştı. Bu mağduriyeti gidermek adına bizlerde sözcü olup tüm platformlarda sesimizi duyuracağız.

Çünkü tek istediğimiz, daha önce verilmiş haklar içerisinde sitelerimizin, evlerimizin geri kazanılmasıdır.

 

Faruk DÜLGER

Bursa Nilüfer Karaman Mahallesi Birkent Sitesi

Kentsel Dönüşüm Komisyon Üyesi