İnsanları küçümsemek, sınıflandırmak hiçbir zaman tarzım olmadı. Zengin, fakir, sokak çocuğu, sümüklü çocuk, yaşlı, genç demeden, herkesi haksızlık etmeden sevmişimdir.
Kötü davranmak, aşağılamak, dışlamak ise hep üzer beni, sonunda üzülen olacağımı bilsem de.
Ama galiba hatalı bir davranış şekli bu…
Geçerliliği olmayan, derinliği algılanmayan…
Eğitim ve gelir seviyeleri, sosyal hayat, aile yapısı ve birçok şey etken.
Yapılan tartışmanın kalitesi de, anlattığınız, anlatmak istediğiniz, kurduğunuz cümlelerin, bu cümleleri kurarken takındığınız beden dilinize kadar hemen her şey önemli bir detay.
Zamanla anladım ki bazı insanların dünyaları da kendileri de çok küçük…
Ve ben o küçücük insanlara değer vererek, insanca saygı göstererek kendi canımı yakıyorum.
Küçük dünyalarından çıkıp, büyümek yerine, değer gördükçe daha da küçülüyor. 
Kaldıramayacakları, hiçbir zaman anlamayacakları bu tutumu sergilemek o küçücük insanlara da zarar veriyor sonuçta.
“Herkese hak ettiği değeri vereceksin” çok klişe bir söz gibi gözükse de, özünde çok yaşanmışlıklar olan doğru bir söz.
Herkes layık olduğu şekilde mi yaşar? 
Yoksa her insan hak ettiği hayatı mı yaşar?
Fikri olan söylesin … 
“Gönül Yarası” diye bir film vardı, bu konu aklıma bu filmi getirdi.
Şener Şen, “Herkes kendi seçimlerini yapar hayatta” diyordu.
Meltem Cumbul da “Pavyonlara düştüm bu da mı benim tercihimdi” diyordu.
Herkes kendi tercihini yapamıyor aslında…
Şu sıralar yaşadığım birkaç hadise bana iki şey öğretti sanırım.
Birincisi şartlar ne olursa olsun kötü davranışı hak edenin hakkını vereceksin…
İkincisi ise herkes dengi dengine… İnsanlara taşıyamayacağı, kaldıramayacağı iyilikleri yaparak zarara uğramamak en mantıklısı…
Küçük hedefleri olan basit insanlara çok kızgınım, kendilerine ve çevrelerine verdikleri zarar için…
Sürekli benden bir şeyler alıp bana çok az şey katan bu insanlara verdiğim değer ve bu nedenle ödediğim faturalar için kendime daha da çok kızgınım…
Heeyy! büyümeyi reddeden ve gelişmeyi reddeden siz!..
Bütününü göremediğiniz, işleyişini anlayamadığınız bir hayattasınız…
Becerisizliklerinizle gülünesi… 
Başarısızlıklarınızla acınası… 
Sistemle hesaplaşmanızla övülesi (!) durumdasınız…
O kadar KÜÇÜKSÜNÜZ ki, EZİLMEYİ hak ediyorsunuz.