Babamın akciğer kanseri hastası olduğunu öğrendik. Yıkıldık… Tedavisi için Bursa Acıbadem Hastanesi’ne götürdük. Çünkü orada kanser hastalarının ücretsiz tedavisi var diye okumuştuk....

Okumuştuk da... Ancaaaaakkkkk,  profesöre 400 TL muayene ücreti, doktora ise 100 TL civarı ücret istediler. Hadi buraya kadar sorun yok diyelim. Onun harici MR, tomografi de ücretsiz olması gerekirken onlara da ücret istendi. Faturalanıp faturalanmayacağını sorduğumuzda ise sadece kemoterapinin olduğu gün ücretsiz olduğunu söylediler.

ONA TAMAM BUNA TAMAM

Eyvallah. Ona tamam, buna tamam. Hadi bunlara da tamam. Ancak, babam yoğun bakımdan çıktığı gün (11 Nisan) ve sonrası için de, ayakta tedavi alması imkansız ve yatması gerekirken, bu yatış içinde bizden günlük 800 TL ücret istendi!

BU MUDUR?

Sonuçta; 400 TL profesöre, 150 lira odaya, 250 lirada medikal bakım ücreti… Yani günlüğü 800 lira! Peki, bu mudur Acıbadem’in anlaşması ve ücretsiz tedavi hali? Ben anlayamadım. Anlayan varsa lütfen anlatsın…

ÖYLECE KALAKALDIK

Diyelim ki durumunuz yok ve de bu parayı vermemiz imkânsız? Ne yapalım biz şimdi, yakınlarımızı ölüme mi terk edelim! Bu mu bizden istenilen? Çünkü o gün biz hasta babamla, kablolara bağlı öylece kalakaldık… Birkaç gün önce de hastamızı kaybettik…

BİR DE SİZ YIKMAYIN

Acıbadem’den ricamızdır. Bu illet hastalığı yüzünden zaten yakınlarımızı kaybediyoruz ve de yıkılıyoruz. Lütfen ödemelerde bir düzenleme yapın ve hem hastayı hem yakınlarını bir de siz yıkmayın…

İsmini vermek istemeyen bir okur

İKEA gönlümüzdeki yerini kaybetti

Geçtiğimiz pazar günü eşimle birlikte İKEA mağazasına gittik. Eşim 5 vakit namazını kılan bir insan olduğundan namaz vakti gelince mağaza görevlilerine mescit sorduk ve yönlendirilmeyle, devasa binanın en soğuk yerinde, yer altında, otopark katında, tuvalet dahi yapılamayacak kadar köhne ve küçük bir yerde nihayet içinde en fazla 4 kişinin namaz kılabileceği mescidi bulduk.

ABDESTHANE BİLE YOKTU

Ancak mescidin abdest alacak yeri olmayınca, tekrar giriş katına çıkmak zorunda kaldık. Çünkü koskoca İKEA’da tuvaletler haricinde abdesthane ve benzeri bir yer yoktu. Gösterilen yer de aile tuvaleti oldu, başka türlü eşimin abdest alabilme imkânı yoktu.

ÇOK DEĞERLİYKEN…

Özetle; bu durum, çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, Müslüman halkının dini zorunluluğu olan namaza bu kadar az değer vermesi, bizim gözümüzde İKEA’nın çok yüksek olan değerini tamamıyla yok etti.

SAYGI SAYGIYI DOĞURUR

Bizim bildiğimiz; insana ve dine gösterilen saygı, kişi ve kişilerin, kurumların kendi saygınlığını da belirler. Bu şekilde saygı kazanılmaz ancak kaybedilir. Binlerce metrekarelik ve yüzlerce odası olan bir binada kendilerini tercih etmiş kişilere daha çok saygı gösterilebilirdi. Tıpkı bizim birçok ülke gezip her dine saygı duyduğumuz gibi. Dilerim İKEA bu büyük yanlışını bir an evvel düzenler…

Musa KAYA  

***

Bu nasıl bir hizmet?

Demirtaş Yüzme Havuzu’nun arkasında bulunan parkı resmen çöp götürüyor! Sayın Osmangazi Belediyesi temizlik işleri; bu nasıl hizmet? Oy zamanı geldiğinde kapılarımızı aşındırıyorsunuz ve oy istiyorsunuz ancak hizmete gelince sıfır çekiyorsunuz. Bizler çocuklarımızı gönül rahatlığı ile parka götüremiyorsak, bu parkın varlığı ne işe yarıyor? Bizler mahallemize daha temiz ve daha güzel parklar ve oyun yerleri istiyoruz ve bize göre, bu parkın bu şekilde olması, hem Belediye Başkanının ve de mahalle muhtarının hataları. Lütfen gereği yapılsın. Çok rica ediyoruz.

Mahalle Sakinleri

İnternet çağında, internetimiz yok!

Demirtaş Dumlupınar Mahallesi, 42. Cadde civarı internet ve telefon altyapımız yok. Fiber ağ altyapısı olması lazım. Hâlbuki burada yaklaşık 3 bine yakın oturan mülk sahibi var! Buna rağmen, internet çağında, internet olmadığı gibi, telefon altyapısı yok.

ÖNCE BELEDİYE

Türk Telekom’a başvurduğumuzda, önce belediyenin altyapıyı oluşturması ve gerekli çalışmayı yapması, sonra internet ve telefon altyapısı oluşturabileceklerini söylüyor. Osmangazi Belediyesi’nin bölgemizle acil ilgilenmesini talep ediyoruz.

Saygılarımızla  

Dumlupınar Mahallesi Sakinleri

Herkes işini yapsın

11 Mayıs Cuma günü, Yıldırım Nüfus Müdürlüğü’ndeki adres kayıt birimine gittim ancak gördüm ki iş başı saati çoktan geçmiş olmasına rağmen, ilginçtir ki 3 bankoda da bir kişi dahi yoktu. Hizmet sıfır olduğu gibi bir danışma ya da muhatap da bulmak imkânsızdı. Kalitesizlikte en dip seviyeydi diyebilirim.

ZORLA MI ÇALIŞTIRILIYORLAR

Uzunca süre bekledikten sonra gelenler de işini o kadar ruhsuz bir şekilde yaptılar ki, insanların aklına ister istemez, “Zorla mı çalıştırıyorlar acaba” sorusu düştü. Sayın Yıldırım Belediyesi, lütfen halkın mağdur edilmemesi için gerekli denetimleri ve işlemleri yapın.

HERKES İŞİNİ YAPSIN

Orada çalışan görevliler unutmasın ki, işlem için gelenler de bir yerlerde çalışıyor ve de oralara izin alıp geliyor. Kıssadan hisse; kimsenin zaman kaybı için zamanı yok. Hele hele keyfi keder hareketler neticesi için hiç yok. O yüzden herkes işini en iyi şekilde yapmalı. Yapmayacaksa da gitmeli ve yer işgal etmemeli. Gereğinin yapılmasını bir kez daha önemle rica ederim.

Saygılarımla

Sevgi DOĞAN

Kartal Caddesi’ndeki köpekler çok fazla…

Yıldırım Beyazıt Mahallesi, Kartal Sokak son zamanlarda köpek kaynıyor ancak işin kötüsü artık açlıktan mı bilemiyoruz çok fazlalar ve de saldırganlar. Bizler hayvanlara karşı değiliz ancak saldırganlıklarından dolayı endişeliyiz. Bu durumu bir dönem muhtarımızla paylaşmış ve ‘gereği yapılacak’ sözü almıştık ancak o gün bugün hiç kimse ilgilenmedi. Ne gelen oldu ne de giden ve Kartal Caddesi kestirme olduğu halde, hiç kimse köpekler yüzünden caddeyi kullanamaz hale geldi.

EVLERİMİZDEN ÇIKAMIYORUZ

Bu insana yapılan bir zulüm değil midir?

Bu mu insanı yaşatmak?

Ben Kartal Caddesi’nin dibinde oturuyorum ve ne ben ne ev halkı, evimize rahat girip çıkamıyoruz. Bu yüzden artık yeter! Lütfen köpekleri toplayın, doyurun, sakinleştirin, mutlaka bir şeyler yapın.

YALANCILARI KINIYORUM

Bu arada buraya gelip hiçbir şey görmedikleri ve yapmadıkları halde “Topladık biz köpekleri” diyen çalışanlarınızı da kınıyorum.

Adını vermek istemeyen bir okur