Herkes üniversite okumalı diyoruz her zamana. Çünkü bizim ülkecek gelişmiş, araştırmacı ve bilgili topluma ihtiyacımız var. Hükümetimiz de bunu düşünerek gençlerin okuması için birçok engeli kaldırdı. Geçmişte ekonomik sıkıntılardan dolayı birçok aile çocuklarını kitapları alamam, katkı payı ödeyemem endişesiyle okula gönderemiyordu. Şimdiler de artık liseyi bitirene kadar ne kitap parası ödeniyor ne de katkı payı. Bu ülkemiz açısından son derece mutlu edici bir süreç oldu.

Peki şimdi gelelim üniversiteye… Gençler okumalı üniversiteye mutlaka gitmeli ama ya ekonomik bütçesi buna el vermiyorsa ne yapacak. Tabi ki okumak yerine bir iş bulup çalışacak. Çünkü üniversite barınması, beslenmesi, ulaşımı ve hatta defter kitap parasıyla beraber bütün bir süreçtir. Yani burada ne anlıyoruz evet eğitim liseyi bitirene kadar parasız ama sonrası paralı. Yani eğitim parasız demek başlı başına bir yalandır.

Belki de üniversite hayalleri kurdu, çalıştı didindi ve iyi bir yeri kazandı ama ekonomik durumu ayaklarını üniversiteden geri çekti. Devlet burs veriyor diyeceksiniz, devlet yurtları var diyeceksiniz. Evet var ama ya çıkmazsa bunlar. Ülkemizde zaten devlet yurtları yetersiz. Birçok öğrenci devlet yurtlarına yerleşemediği için elverişsiz özel yurtlarda kalmak zorunda kalıyor. 2 katı para verirken ne temizliği tam, ne yemeği sağlıklı ne de yeterli ısınma sağlanıyor.

Bugün devlet yurtlarının kapasitesinin tamamı dolduğunda bile üniversite öğrencilerinin yalnızca yüzde 18.5’inin barınma ihtiyacı karşılanabilmektedir. Yani her 5 öğrenciden yalnızca 1’i devlet yurdunda barınabilmektedir.

Lise sona kadar kitaba para vermeyen öğrenciler üniversitede hoca kitap alamayan öğrencileri sınıfa almıyor. Eğer bir de hocanın kendi çıkardığı bir kitapsa sınıfa girmesi imkansız hale geliyor. Şimdi bu durumda sorarım size eğitim paralı mı parasız mı.