Tüm gençlerin, yeni evlilerin hayalidir birbirine kavuşmak. Flörtler, heyecanlı buluşmalar, ailelerin tanışması, kız isteme, nişan ve nihayet düğün artık aile olmak ve birbirine kavuşmak zamanı. Tatlı telaşlar, koşturmalar hepsi mutlu bir aile olmak için… Anne-baba olmak için. İlk gece heyecanı yaşamayan yoktur. Heyecan mı, korku mu?.. Tatlı bir heyecan olmazsa olmazdır. İlk günler basit bir heyecan ya da yorgunluk olarak düşünen çiftler günler geçtikçe bir çaresizlik, yetersizlik duygusuyla ne yapacaklarını bilemez duruma gelmekte, kimseye açıklayamamak da bu durumu daha da kuvvetlendirmektedir. İşin içine korku, kaygı ve yanlış inanışlar girince vajinusmus kaçınılmaz son oluyor.

Malum düğün sezonunu geçtik ve vajinusmus için başvurular oldukça yoğun. Yapılan araştırmalara göre her 10 genç kadından birinin başına gelmektedir. Peki, bu sorun bir hastalık olarak kabul edilmeli mi? Tabii ki de! İlk bilimsel tanımı yaklaşık 150 yıl kadar önce Dr. Sims tarafından yapıldı. Dünya Sağlık Örgütü de (DSÖ) bu sorunu tanımlıyor. Cinsel birleşme sırasında PC kasları dediğimiz kaslarda, bacaklarda, bel ve karın bölgesinde bazen çene kaslarına kadar ilerleyebilen aşırı bir ağrı, acı ve kasılma durumu ile birlikte cinsel birleşmenin olmaması vajinusmustur. Ön sevişme sırasında gayet rahat ve haz alan birey ilişki aşamasına geldiğinde kaslarını bilinçdışı kasarak cinsel ilişkiye izin vermemesi hatta imkansız hale getirmesidir.

Vajinusmusun tanımını yaptığımıza göre nedenlerine de bakabiliriz. Yüksek kenarlı kalın ve sert kızlık zarları, doğuştan gelen himen ve vajinada bulunan yapısal anomaliler; himende septum, vajinal septum, vajina olmaması veya kısa ve kör vajina olması, vajinal enfeksiyonlar, Bartholin kistleri, ağrılı vulvar vestibulit gibi nedenler çok az da olsa görülebilecek fizyolojik nedenlerdir.

Genel sebep olan psikolojik nedenine gelince; cinsellik de tıpkı kişilik gelişimi gibidir ve herhangi bir yerdeki kırılma bütün bir cinsel hayatı etkileyebilmektedir. Özellikle 3-5 yaş arasında yaşanan travmalar, cinsel birleşme ile ilgili asılsız, yanlış ya da eksik bilgiler ya da doğum vb. cinsel içerikli olaylara şahit olma, cinsel taciz, dinsel tutuculuk gibi nedenlerdir.

Peki, nasıl kurtulabiliriz bu kâbus vajinusmustan?

Öncelikle bireyin vajinusmusu kendine kondurmak istememekten, zamanla geçer diyerek kendini avutmaktan vazgeçip vajinusmus olduğunu kabul etmeli. Sürekli olarak bahanelerle ertelemek tedavi sürecini daha da zorlaştırmaktadır. Başarısız her denemede tekrar yıkılmak kişiyi ve evliliği yıpratacağı gibi diğer eşte de erken boşalma ya da ereksiyon gibi sorunlara yol açabilmektedir. Çiftin ilk yapacağı durumu ertelemeden ilk önce fizyolojik nedenleri de göz önüne alarak bir jinekoloğa gitmek. İşin fizyolojik kısmı elendikten sonra bir cinsel terapiste gidilebilir.

Cinsel terapide neler olur? Eğer altında yatan başka bir patolojik durum yoksa yanlış inanışları ve varsa travmaları düzelterek vajinusmus kâbusundan kurtulmak mümkündür. Altta yatan başka patolojik durum varsa önce bunlar düzeltilerek sonuca doğru ilerlenebilir. Bu duruma bağlı olarak evlilik sorunları da oluşmaya başlamışsa eş ve evlilik terapileri de uygulanabilir.

Son olarak vajinusmus bir kader değildir...