Biz ergen olamamışız, ergen iken.
Buna izin veren olmamış.
Şimdilerde ise çocuklarımız sefasını süre süre yaşıyorlar ergenliklerini, biz de buna izin veriyoruz haliyle.
Bu zorlu süreçte, küçük çocuklarımız büyüyor ve bizi beğenmiyorlar.
Hem fiziksel hem de duygusal açıdan çocuklarımızı tanıyamaz hale geliyoruz.
Tüm yaşananlar aslında doğal bir süreç olmasına rağmen, anne-baba olarak alışması çok kolay olmayan bir süreç.
İşte size bir ergen annesinin ağzından ‘ergenlik’!..
“Daha dün gibi, bacağıma yapışan, yanından uzaklaşmama tahammül edemeyen kızımın hali…
Ne zaman bu kadar büyüdü ve uzaklaştı benden.
Ne zaman kapandı o odanın kapısı? 
‘Anne kapımı kapama’ diyordu, korkuyordu, seslerimizi duymak ona güven veriyordu.
Şimdi odası onun kalesi sanki, girmeme izin vermiyor.
Artık sesimi duymak değil, yüzümü bile görmek istemiyor sanki.
Beni her gördüğünde yanlış bir şey yapmışım gibi ya da ben zaten yanlış biriymişim gibi bakıyor.
Beğenmeyen, aşağılayan, benden sıkılan ve bazen benden utanan biri gibi.
Yüzündeki o ifadeleri yorumlamak için uzman olmak gerekmiyor.
Kızım büyüdü, ergen oldu, tanımadığım biri oldu.
Küçükken, henüz bana ihtiyacın olduğu zamanlar birlikte oyun oynardık, birlikte yaptıklarımız ikimiz için de keyifliydi, mutluyduk birlikte, gözleri anlatıyordu mutluluğunu.
Şimdi o gözlerde başka duygular var. Şimdi biraz sohbet edebilmek için gösterdiğim çabaların sonucu hayal kırıklığı.
Çünkü o gözlerde ‘Nerden çıktın şimdi?’ bakışı var.
Uzmanlar ‘ergenlik dönemi’ diyorlar; büyümesi, sağlıklı bir yetişkin olabilmesi için benden uzaklaşması, bağımsızlaşması gerekiyormuş.
Birey olmasının yoluymuş bu.
Onun gözlerindeki nefreti, mutsuzluğu, sıkıntıyı görmek, benden uzaklaşmak için gösterdiği tüm çabaların asıl nedenlerini bilmek beni sakinleştiremiyor ki. 
O an tam da yaşarken ‘o ergen ve geçecek’ düşüncesi aklıma gelmiyor ki.  
Aklım ve kalbim farklı şeyler söylüyor.
Aklım ‘o ergen, henüz tam büyümedi ve senin desteğine ihtiyacı var’ diyor.
Kalbim ‘beni yanında istemiyor ki’ diyor ve kırılıyor.
Aklım ‘anlayışlı olmalısın’ diyor.
Kalbim ‘sınırları o kadar zorluyor ki, çaresiz hissediyorum kendimi’ diyor.
Aklım ‘ona güvenmelisin ve büyümesine izin vermelisin’ diyor.
Kalbim başına bir şey geleceğinden korkuyor.
Aklım ‘sen onun için önemlisin ama bu dönemde görünmez olmalısın ve sevgini göstermeye devam etmelisin’ diyor.
Kalbim ‘benim de sevilmeye ve sevildiğimi bilmeye ihtiyacım var’ diyor.
Aklım ‘o tabii ki mutsuz görünecek, sıkılacak, duyguları çabucak değişecek ve sonunda baş etmeyi öğrenecek’ diyor.
Kalbim onu böyle gördükçe bir şey yapamamaktan üzgün.
Aklım ‘bütün bunlar geçecek önemli olan bu dönemi doğru yönetmek’ diyor.
Kalbim bir yandan umutlanıyor bir yandan da korkuyor ‘ya toparlayamazsak’ diyor.
Aklım ve kalbim böylesine çatışırken yoruluyorum, biraz dinlenmek için gözlerimi kapadığımda 6-7 yıl sonrasını hayal ediyorum.
Yetişkin olan çocuğumun bana ‘iyi ki sen benim annem olmuşsun’ dediğini duyuyorum ve ‘iyi ki çoğu zaman aklımı dinliyorum’ diyorum.
Dikkat! Ergen var…
Artık otoritelerin eski gücü kalmadı…