Beşiktaş’taki alçakça yapılan insanlık dışı saldırıyı,  devletin mesajlarla değil terör ile etkin mücadele ederek sonuç alabileceğini özellikle köşeme taşıdım. Hain terörü sessizce lanetlerken ülkem adıma acımı ve matemimi içimde yaşadım. Her saldırı sonrasında on yıllardır duyduğumuz aynı cümlelerden bıktık artık…

Her hain eylem sonrası hainlerin son çırpınışları sözlerine karşılık terör devam ediyorsa mücadele yöntemlerinde bir sorun vardır demektir.

İstanbul’daki saldırıyı kendisini TAK diye isimlendiren PKK’dan peydahlanmış hain örgütün üstlendiğini duyduğum anda yaptığım araştırmada bu hain örgütün eylemlerini resmi güvenlik güçlerine karşı düzenlediklerini öğrendim. Bu hain örgüt sivilleri hedef almayarak Batı Dünyasında oluşturulan sözde savaş suçları sözleşmesini de ihlal etmemiş oluyor ve beslenmeye devam ediyor. Bu örgütün özellikle büyük kentlerde korku ve kaos ortamı yaratıp turizme balta vurarak ekonomik zarar vermeyi hedeflemesini Google sayfalarından öğrenmek mümkündür.

Gözyaşlarımız kurumadan Kayseri’de yine askerlik görevini kutsal sayan vatan evlatlarına karşı bir alçakça saldırı yaşadık yine 14 şehit veonlarca yaralı verdik.

Buna karşın kerameti kendinden menkul eskimiş askerlerin ekranlarda gerdan kırarak terör uzmanı(!) olarak laf salatası yapmaları kanıma dokunuyor.

Öte yandan çare olması gereken ağızlardan her eylem sonrasında aynı sözlerle terörle mücadele etmesine anlam veremiyorum.

Bir de bu hain olayları siyaseten yorumlayıp, siyasete fatura kesenlerin kime hizmet ettiklerini merak ediyorum.

Terör ve terörist tehdit edilmez gereği yapılır ve toplumda infial yaratacak söylemlerden kaçınılır. Bu mücadelenin siyasi zeminde kavgaya dönüştürülmesi o alçakların en çok istediği şeydir. Maalesef zaman zaman bu tuzaklara düşüyoruz. Anayasanın teminat altına aldığı düşünceleri garanti alınarak alarak toplumun tamamının mücadeleye katılması sağlanabilir. Düzeni sağlamak da cezayı kesmek de devletin işi ve görevidir. Devletin kestiği ceza ne olursa olsun harici düşmanlara ve şer odaklarına karşı toplum devletinin arkasında durur.

Dünyadaki bütün örneklere baktığımız zaman terörün finansmanı bulunmadan o kaynağın yolları kesilmeden, silaha dönüşmesini engellemeden, doğru teşhis ve tedavi yapmadan sadece lanetleyerek terörü bitirmek mümkün olmadığını görürsünüz.