“Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız. Zira, siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam ederken siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız. (Aristotoles)”

Küçük yerlerde siyaset yapmak gerçekten çok zordur. Zor olduğu kadar, aynı zamanda 'yürek' işidir.

Bir yerden bağırdığınızda, o bağırışınızı çoğu insan duyar. Kimi gerçekten bağırmakta duyduğu sesi anlatırken, bazıları ise hayal dünyasında yaşayanlar yani o bağırışı öylesine büyüterek, içine kendi duygu ve düşüncelerini de katarak anlatırlar ki, yalan olan bu düşüncelere gün gelir kendileri bile inanmaya başlarlar.

Yine küçük yerlerde adı üstünde küçük yer olduğundan herkes herkesi tanır, çoğu insanlar da birbirleriyle arkadaş, dost ve akrabadır. Yine küçük yerlerde birbirini çekememezlik, menfaat ilişkilerinden kaynaklı (sözüm meclisten dışarı) yalaka insanlar, bir yerlere gelmek için yalan söylemeler ve iftiralar v.b. şeyler bolca yaşanır. Özellikle seçim dönemleri bu yaşananların aynası durumundadır.

İnsanlıktan nasibini almamış, kendilerini Kaf Dağı’nın tepesinde gören bazı küçük insanlar, bir yerlere gelme umudu ile bu küçük yerleri bilmeyen tanımayanlara yani büyüklerine öylesine yalan yanlış şeyler anlatırlar ki, hiçbir şeyden haberi olmayan günahsız insanları zan altında bırakırlar.

İşte küçük yerlerde siyaset yapmak hem çok zor hem de yalan dolanla bu kadar basit bir şeydir. Özellikle yerel siyasette söylemlere, davranışlara çok dikkat etmek gerekir. Yaptığınız ve söylediklerinizle bir anda 'vezir' olabileceğiniz gibi aynı anda 'rezil'de olabilirsiniz.

Yarınları düşünmeden günlük yapılan siyasi davranışlardaki hatalar ileride dönüşü olmayan küslükleri ve düşmanlıkları beraberinde getirebilir.

Hele hele 'Çamur at izi kalsın' politikasının sıkça kullanılmaya başlandığı şu günlerde önemle dikkat edilmesi gereken bir konu da yöremizde kutuplaşmaya meydan verilmemesidir.

'Sen ilçe merkezinden, ben köyünden o yüzden köylerin köylülerin bir yere gelmesini istemiyorsunuz’ anlayışı ile yapılan değerlendirmeler yöremizin, ilçelerimizin gelişimine vurulacak en büyük darbedir.

Orhaneli, Keles, Harmancık, Büyükorhan ilçeleri eski deyimle mahalle ve köylerinde yaşayanları ile bir bütündür, bu birlik ve bütünlüğü bozmaya da kimsenin hakkı yoktur.

Biliyorum ki; ben ve benim gibi düşünen yöre sevdalıları bu topraklara yapılacak her hizmetin, her yatırımın her zaman yanında ve destekçisi olacaktır. Bizim bu konudaki düşüncemiz dün de aynıydı, bugün de aynı yarın da aynı olacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Aslında, daha yazacak çok şey var da, gerisini de zamanla yaşanacakları gördükten sonra sizlerle paylaşmak sanırım en doğrusu olacak.

Unutmadan, son sözüm de, menfaatleri uğruna tek düşünceleri şahsi beklentileri olan insanlara: “Akıl yoksa neylesin fikir. Çalsın Abdurrahman, oynasın Bekir.”

Günün Sözü:

“Bir insanın bilgisi yetse bile, onu taşıyacak erdemi yoksa, neyi kazanırsa kazansın, sonunda her şeyi yitirir. (Konfüçyüs)”