Her yıl olduğu gibi, bu yıl da 18-24 Mart tarihlerini Yaşlılar Haftası olarak kutluyoruz. Dünya hayatındaki yaşantıyla ilgili kanunlardan biri de, her canlının kendi şartları içinde soyunu devam ettirmesi gelmektedir. Hayata geldiği zaman güçsüz ve korumaya muhtaç olan insanoğlu, zamanla gelişir, olgunlaşır ve nihayet yaşlanır. Yaşlılık bu dünyadaki geçici hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Bu hususa Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle işaret etmektedir. “Kime uzun ömür verirsek biz onun yaratılışını bozar, gücünü azaltır, beli bükük hale getiririz. Onlar bunu hiç düşünmüyorlar mı?”( Yasin, 36/68)

Yaşam devam ettiği müddetçe bugünün gençleri yarının yaşlılarıdır. Bu hayatta gençliğin ömür boyu korunmayacağı açıkça gözükmektedir. Öyle ise bizim de bir gün yaşlanacağımızı hiçbir zaman unutmamalı, yaşlılara, özellikle anne-babamıza, dedelerimize, ninelerimize saygıda kusur etmemeli onların hayır dualarını almak için ihtiyaçlarına cevap vermeliyiz. Bu konuda da gençlerimize örnek olmalıyız. Sevgili Peygamberimiz de yaşlılara her zaman hürmet etmiş saygıda kusur etmemiş ve bir şey ikram edeceği zaman önceliğin onlara verilmesini istemiş ve her konuda onların yardımına koşmamız gerektiğini kendi hayatında yaptıklarıyla bizlere en güzel şekilde örnek olmuştur. “Merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceğini” (Müslim, Fedâil, 66) vurgulayan Hz. Peygamberimiz, “Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir”( Tirmizî, Birr, 15) buyurarak konunun önemine işaret çekmektedir.

Yaşlılara saygı gösterip gönüllerini almak, onların hayır dualarını almak ihmal edilmemesi gereken dini bir görevimizdir. Kur’an-ı Kerim’de nasıl davranılacağı şöyle buyrulmaktadır: “Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi, ana-babaya da iyi davranmanızı kesin olarak emreder. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf bile deme, onları azarlama. Onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek üzerlerine kanat ger ve deki: Ey Rabbim! Küçükken onlar beni nasıl koruyup yetiştirdilerse, sende onları esirge.” (İsra, 17/23-24)

Yüce dinimiz müntesiplerinden birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermesini, birbirlerinin hatalarını af etmeyi birbirleriyle münakaşa etmemeyi ve birbirlerine karşı saygı ve sevgi beslemeyi istemektedir. Hz. Peygamberimiz buyuruyor ki; “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse Allah da kıyamet günü onun kusurunu örter.”( Buhârî, Mezâlim, 3)

Rahmet dalgalarının yayıldığı şu mübarek günleri de fırsat bilerek, hastane, huzurevi, hasta bakım evlerini ve hatta yakınımızdaki yaşlılarımızı ziyaret edelim. Onların dua ve gönüllerini almaya ne dersiniz…