1970’li yılların başında Bursa Atatürk Lisesi Kültür Park’a olan yakınlığı, modern binası, müzik odasındaki piyanosu, karma eğitimi ve arkadaşlık ilişkileri ile diğer okul öğrencileri tarafından kıskanılan bir okuldu. 12 Eylül 1980 darbesine davetiye çıkaran olaylardan önce ama 12 Mart 1971 muhtırasını iliklerimize kadar hissettiğimiz dönemlerimiz orada geçti. O okulda sevmeyi öğrendik. Kaybetmeyi hazmettik. O yıllarda başlayan arkadaşlıklarımızın çoğunu zaman içinde dostluk değerleri ile demleyerek bugünlere taşıdık.

Elbette aramızda zaman içerisinde cebi yada kartviziti kabarıp hazım sorunu olan ayrık otlarını ötesi berisi kalktığı için geçmişi unutanları gönlümüzden düşürdük.

İşte o yılların en ön sırada oturanlarından Özer Tunca ile sıradaşı İhsan Bilir, sınıfımızda zaten az sayıda olan erkek sayısını özellikle sınıflar arası basketbol ve voleybol maçlarında oynamayarak Alaattin Uludağ ile beni kadro sayısını oluşturabilmek için Semra ve Nilgün’e muhtaç ederdi.

Bizler başarılı profesyonel basketbolcu ya da voleybolcu olamadık ama Sevgili Özer kalbinin ve yeteneğinin sürüklediği yola giderek Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünü bitirdi.

Devlet Tiyatrolarından kadrolu olarak oyunlar oynadı, sahneye koydu, yönetmenlik yaptı ve oyunlar yazdı. Zamanın gereği olarak sinema filmleri ve birçok televizyon dizisinde önemli roller oynadı. Başarılı bir sanat adamı olarak hepimizin gururu oldu. Bu arada okul ve sınıf arkadaşlığından sonra Ankara’da birlikte askerlik arkadaşlığı yaptık.

Sevgili Özer bugünlerde Bursa’da ve BŞB Şehir Tiyatrosu için Güngör Dilmen’in “Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını“ isimli iki perdelik müzikal komedi oyununu sahneye koymak için çalışıyor. Dekor: Ethem Özbora, Kostüm: Tülay Kale, Müzik: Kemal Günüç, Kareografi: Meltem Yorulmaz, Işık: Özkan Sezer ve Şehir Tiyatrosu oyuncularından oluşan 30 kişilik kadro ile olarak çalışan ekip, Merinos AKKM’de oyunu sahneye koyacaklar.

Bir dönem oyunu olduğu için özenle hazırlanan dekor ve kostümlerle 1800’lü yılların sonunda yaşayan İstanbul ve yaşanan yangınlar anlatılacağı oyun kahkaha ve gözyaşı ile seyircilerinde güzel bir tat bırakacaktır diye düşünüyorum.

Çok sıkı bir şekilde oyuna çalışan Özer ile hafta sonu okul yıllarındaki gibi Kültür Park Özgen’de kaçamak yaparak buluştuk ve eski günleri konuşurken birbirimize bakarak 2016‘nın en son ve en büyük yalanını birbirimize söyledik. “Hiç değişmemişiz”

Her şeyin HD izlendiği bu günlerde Siyah Beyaz yılları konuşurken, hiç keşke demediğimizi fark ettim. Ve ne yaşandı ise yaşanmışlıkları kâr olarak görmenin huzuru içerinde oyunun GALA gecesinde buluşmak üzere eski günlerdeki gibi hesabı ortak ödeyerek ayrıldık.