Bu hafta Osmanlıspor rakibimizdi…

Osmanlıspor, tam da günümüzün siyasi konjonktürüne uygun bir takım.

Melih Gökçek ve Çocuklarının keyfine göre bir oyuncak.

Ankara'nın futbol geleneği olmadı. Ama 1 asrı geçen koca çınar Ankaragücü ve Cumhuriyetimizle yaşıt Gençlerbirliği’ne sahipti.

Ankaragücü ilgisizlik ve sahipsizlikten şu anda 2.ligte yer alıyor.

Bütün bunlara karşın Melih Gökçek, Osmanlıspor'u çıkardı ortaya.

Süper Ligte oynayacak bir takım oluşturmak çok ciddi bir iş.

Yönetim, teknik kadro ve Futbolcuları bulmak yetmiyor. Seyirciniz, stadyumunuz ve düzenli geliriniz olacak.

Ama elinizin altında istediğiniz gibi kullanabildiğiniz 10 Milyona yakın nüfuslu bir kent varsa işiniz kolay.

Seyirci mi? Belediyelerde çalışan,belediyelere iş yapan tonla insan var. Maça gelmezlerse, işe gelmelerine de gerek kalmaz.

Bu Osmanlıspor'un piyasa değeri  55 milyon euro olarak görünüyor. Bizden 10 milyon Euro daha yukarıdalar.

Pazar günkü oyunlar kıyaslandığında, bizim gerçek değerimiz daha aşağıda gibi.

Ama futbol ve mücadele anlamında aşama kaydediyoruz.

Serdar, Sercan ve Deniz'e rağmen 1 puanı kurtarabilmek güzel oldu.

Osmanlıspor'un özellikle hücum hattı müthiş. Yabancılarının tümü gerçekten iyi seçilmiş. Örnek alınmalı.

Bu takımın kesinlikle kafaya oynaması gerekiyor. Ama en büyük sorun süreklilik.

Şu anda Süper Lig’de 6. durumda olmalarının ve Zürich gibi sıradan bir takıma yenilmelerinin mantıklı bir açıklaması olabilir mi?

Gerçi Osmanlıspor'a sallıyoruz da benzer yönlerimiz çok.

Bursaspor'un neredeyse her köşesinde Belediye'nin eli yok mu?

Taraftarımızın Osmanlı Sevdasını da unutmayalım bu arada.

Pazar günkü maçın ilginç anlarından biri de taraftarımızın yaptığı tezahürattı.

‘Osmanlı i...si, kolla kendini’