Ali'nin ölümü ve Kerbelâ

Hz. Aliyaklaşık 5 yıl halifelik yaptıktan sonra 661 yılındaHaricilerdenRahman İbn-i Mülcem’in gerçekleştirdiği suikast sonucu öldürüldü.İktidar 20 yıl müddetçe Muaviye’de kaldı.

Peygamberimizin ceddi Haşim oğulları ile Ebu Süfyan’ın ve oğlu Muaviye'nin mensup oldukları Ümeyye oğulları arasındaki derin husumet, cahiliye devrine kadar uzanmaktadır. Hz. Peygamber bütün gücü ile iki sülale arasındaki bu husumeti silmek için İslam’ın “Tehvit ve kardeşlik” bağlarıyla bağlamak istemiştir. Başta Ebu Süfyan olmak üzere Emevi ileri gelenlerini devletin çeşitli kademelerinde makamlara getirmiştir.

Fakat iktidarı ele geçirmek için sonsuz bir ihtiras içinde bulunan Emeviler, Hz. Peygamber’in vefatı ile ortaya çıkan ve Hz. Ömer’den sonra “Kimin halife olacağı meselesi”,Emevi-Haşimihusumetinin yeniden hortlamasına sebep olmuştur.

Hz. Osman’ın halife oluşu ile birlikte orta çıkan “Büyük Fitne”, Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle zirveye çıkmıştır. Bundan sonra meydana gelen olaylar dizisi, günümüzde “mezhep” kavga ve çatışmaları ile sürmektedir.

Nihayetinde İktidarı hile ile ele geçiren Maviye ve oğlu Yezid, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin de dâhil bütün engelleri aşarak İslam hilafeti ve Peygamber ümmetinin bütün geleceğine hâkim olmuşlardır. 661-750)

İslam Devleti’nde iktidarı ele geçiren EmevihanedarlarıEhl-i Beyt ve taraftarlarına karşı devlet bazında ağır baskılara varan olumsuz siyasi baskıpolitikaları uygulamışlardır.

Muaviye iktidarı ele geçirdikten sonra Ehlibeyt’e karşı düşmanca tavır ve tutum sergileyerek,  bunu devlet politikası haline getirmiştir. 40 yıl Cuma ve Bayram namazlarında Emeviimamları hutbelerinden sonra Ehlibeyt’e iftira dolu yakışıksız sözler sarf ederek Hz. Ali’ye lanet okumuşlardır. Emevilerin bu uygulamalarını, Halife Ömer Bin Abdul- Aziz’in ortadan kaldırılmıştır.

Muaviye daha hayatta iken, oğlu Yezid için Hicaz halkından biat istemiş,  Hicaz halkı da Hz. Hasan ile yaptığı anlaşmayı göstererek onun bu isteği kabul etmemişlerdir.

Muaviye, 680 yılında ölünce başa geçen oğlu Yezid, Hz. Hüseyin'in iktidarda hak iddia edip kendisini saltanattan etmesinden korkuyordu.İlk işi, Medine valisine yazdığı mektupla, “Kendisine itaat etmesini ve Hz. Hüseyin’den kendisi için biat almasını, istemiş, aksi takdirde bunu canıyla ödeyeceğini” bildirmiştir.

Hz. Hüseyin, Valinin kendisine yapılan biat teklifi reddetmiş ve artık Medine de rahat bırakılmayacağını nedeniyle  “Hac” bahanesiyle Mekke'ye doğruyola çıkmıştır.  Hz. Hüseyin’in Mekke olduğunu öğrenen Kufeliler, Hz. Hüseyin’e bağlılıklarını bildiren mektuplar gönderip; “Küfe’ye gelip halife olduğunu ilan ederse, kendisini destekleyeceklerini”bildirmişlerdir.

Yakınlarının Hz. Hüseyin’e, “Küfelilere güvenmemesi gerektiği” yolunda yapılan telkinleri dikkate alarak, Amcası oğlu Müslim Bin Akil’i Küfelilerin tekliflerinde ciddi ve samimi olup olmadıklarını öğrenmek amacıyla elçi onlara göndermişti. Müslüm’den gelen olumlu mektup haberinden sonra, Küfe’deki taraftarlarının gerçekte olduğundan çok daha fazla olduğunu zanneden Hz. Hüseyin, sancağını açıp “hakkı olanı” almak amacıyla Küfe’ye doğru yola çıkmıştı. 

Bu sırada Hz. Hüseyin, Yezid’in vali tayin ettiği Übeydullah bin Ziyad'ı bir ordu ile Küfeye gönderdiğini, elçisi Müslüm, iki oğluyla birlikte yakalayıp öldürüldüğünü, Küfelilerin ise, yeni valiye itaat ettiklerini öğrenmiştir.

Her şeye rağmen yoluna devam eden Hz. Hüseyin, belki de “ölümü” ile, Yezid'indolayısıyla Emevilerin İslam’a ve Müslümanlığı yaptığı kötülüğü dünyaya ispat edeceğini düşünmüştü.

Yarın: (Kerbelâ’daHz.Hüseyin’in şahadeti)