Ülkemizde 7’den 70’e herkesin sahiplendiği bu topraklarda yıllarca savaşlar yaşandı. Alparslan'ın öncülüğünde Malazgirt Savaşı, Ankara savaşı, Fatih'in İstanbul'u fethi, Çanakkale Destanı ve Kurtuluş Savaşı. Hepsinde ayrı ayrıdestanlar yazıldı. Tüm halk tek bir ruh oldu ve düşmanın her cinsini süpürdü. Yurdumuz bu savaşlarla bize kaldı, hak ettiğimiz topraklarda hak ettiğimiz yeri aldık.

870 bin 576 km2'ye satır satır, nakış nakış, Türk bayrağını dokuduk. İstiklal Marşı'nı haykırdık.

Ezan sesi, İstanbul Boğazı’ndan geçen vapur sesleriyle, tek bir umut olduk.

Tek olmak, bir olmak demektir. Bizim,ülke olarak bu topraklarda çektiğimiz acıların hiçbirinden kolay refaha ulaşmadık.

15 Temmuz'da bunlardan biri ve bu ruhla oluşan bir halkın sırtı kolay kolay yere gelmez.

15 Temmuz 2016’da yaşananlar malumunuz, bu konuda çok fazla konuşacak bir şey yok.

O gün ve devamındaki demokrasi günlerindeki nöbetlerde Anadolu’nun yiğit halkı destan yazmıştır.

Benim için şaşırılacak bir olay değildi.

Biz böyle bir ülkeyiz... Kenetlenmek için birbirimize bağlanmamız için bu tarz şoklar yaşamamız gerekiyor.

Maalesef ki iyi günde birleşemiyoruz. Ama umudumuz hep var ve bu yolda 15 Temmuz ruhu ile ülkemiz topraklarında huzurla yaşayacağız...

Torunlarımıza sevda dolu gelecekler bırakacağımız bir ülke burası. Bu topraklarda daha diri bir gelecek, hayata umutla bakabileceğimiz bir sevgi tomurcuğu ekmeliyiz.

Bizi engellemeye çalışan, varlığımıza, vatanımıza çöreklenmeye çalışanların ismi bugün FETÖ terör örgütü, yarın daha başka bir isimle karşımıza çıkacak, ama biz hepsinin üstesinden geleceğiz...  Unutmayalım ki biz bu vatanı ürkütücü savaşlardan geçerek kazandık. Vatan toprağının her karışını al bayrakla doldurduk.

Türkiye için tek bir ruh oluşturduk.

Bu ruhun bitmemesi için elimizden gelenin daha fazlasını yapmalıyız. Çalışarak, inanarak ve birbirimizi severek daha gür sesle haykıracağız:

“Bu vatan bizim!..”