Bir aya yakın diş ağrısı çekiyordum. En sonunda ‘korkunun ecele faydası yok’ deyip, diş hekimine gitme kararı aldım. Ancak çalıştığım için, işimi etkilememek adına randevumu erken saate (08:10’a) aldım. Fazla geç kalmam düşüncesiyle akşamdan iş yerimi arayıp biraz gecikeceğimi haber verdim.

Sabah tam 08:00’da Nilüfer Diş Hastanesi’ndeydim ve muayene odasının önünde saatimi beklemeye başladım. Fakat verilen randevuya rağmen doktor yerinde yoktu. Saat 08:30 olduğunda dayanamayıp sekretere doktorun ne zaman geleceğini sordum. Sekreterin ‘birazdan gelir’ cevabından sonra tekrar beklemeye başladım ancak doktor bir türlü gelmiyordu. Saatin ilerlemesinden huzursuzlandığımı fark eden sekreter, “Sen git diş röntgenini çektir ki doktor gelince elinde hazır olsun” dedi. Mantıklı bulduğum yönlendirmeyi uygulamaya koydum ve gidip röntgenimi çektirdim.

Doktor hanım hâlâ yerinde yoktu. Kısa bir beklemeden daha sonra nihayet yerine gelen doktor (ben, beni içeri almasını beklerken) tekrar odadan çıkıp gitti.

HASTA BEKLESİN, KAHVALTI ŞART

Neyse ki bu kez kantine kahvaltılık almaya inen doktor fazla gecikmeden elinde poğaça ve simitlerle yerine döndü! İlk hasta bendim ve içeri girdim. Hiç konuşmayan, ne tür şikayetim olduğunu dahi sormayan, (zorla kendim anlatmaya çalışıyorum derdimi…) hastayla kendisi iletişime geçmesi gerekirken sekreteri aracı kullanan doktor hanım iğne yaptı (anestezi) ve yine sekreterinin aracılığı ile başka hastaya anestezi yapma gerekçesiyle beni dışarı beklemeye aldı. Ancak ne yazık ki içeri hiçbir hasta alınmadı, aksine rahat bir şekilde kahvaltı faslı gerçekleşti. Saat 09:10 geçerken, neyse ki lütfedip beni içeri aldılar. Randevu saatimin 08:10 olduğunu düşünürsek bir saatimi deyim yerindeyse resmen yediler! Ve bir saniyeliğine dahi, benim de çalışan bir insan olabileceğimi ve özel sektörde çalışan bir insan olarak da zorda kalabileceğimi akıllarına dahi getirmediler. Yazık!..

TEKRAR RANDEVU AL

İki dişimin ağrıdığını söylediğim doktor hanım, ‘açalım bir bakarız’ dedi ve bir dişin işlemine başladı. Kısacık bir süre sonra, iki dişin de bir anda tedavisini yapamayacağını, ikinci diş için tekrar randevu alıp gelmem gerektiğini söyledi. Her ne kadar beni, yani hastaları hiçbir şekilde umursamadığı belli olan doktor hanıma, yemek dahi yiyemediğimi, 20’lik dişlerimin de şişmiş durumda olduklarını, ayrıca özel sektörde çalıştığım için izin almanın sorun teşkil ettiğini anlatmaya çalışsam da derdimi anlatamadım.    

Doktor netti. “Dışarıda 15 dakikada bir almam gereken hastalar var benim” dedi. Hay hay. Başım üstüne de… O zaman beni neden bir saat beklettin doktor. Oysa ki bir saatte değil iki dişimi, çenemi söker yerine tekrar takabilirdin. Bir dişime dolgu yapman 8 dakikanı aldı. Bu durumda benim günahım neydi? İlk hasta olmak mı, çalışan olmak mı ya da dişi ağrıyan olmak mı suçtu!?..

Madem doktor bu kadar adaletliydi, neden benim hasta ve insan haklarımı gasp etti.

İKİ DİŞ, İKİ ANESTEZİ VE KAYAN BİR YÜZ

Baktım anlatamayacağım. Hasta şikayete gittim ve durumumu anlattım. Başta şikayetimi umursamayan birim, konuyu gündeme getireceğimi ve uğradığım haksızlığın haber yapılmasını isteyeceğimi söyleyince beni acil servisten farklı bir doktora yönlendirdiler. İkinci gittiğim doktor da anestezi uygulayınca, yan yana olan iki diş için, iki kez anestezi gören, yüzünü hissetmeyen, yamulan ve 08:10 randevusu olmasına rağmen hastaneden çıkış saati 11:30 olan, kim bilir daha kaç hastadan sadece bir tanesiydim!..

BAŞHEKİMLE GÖRÜŞMEK İSTEDİM FAKAT…

Tüm bu işlemlerden sonra başhekimle görüşmek için gittim. Bu kez de başhekim yerinde olmayınca, başhekim yardımcısıyla görüştüm ve durumumu izah ettim. Ancak bu kez de başhekim yardımcısı “Senin sıkıntın ne, zaten işini halletmedik mi? Neden bunu bu kadar çok büyütüyorsun. Sen gidip başka yerlere bile şikayet etsen, ben buradan doktoru kovacak değilim” dedi. “Sanırım ben size derdimi anlatamadım” dedim... “Doktorunuz beni bir saat bekletiyor ve yapması gerekeni yapmadığı için zor bela işlemi başka doktor yapıyor. Diğer bir hastaya ‘Neden geç geldin’ diye bağırıyor… Benim tek isteğim, benim yaşadıklarımın başkasının yaşamaması. Sağlığa da zararlı olduğu için başka birisi iki kez anestezi görmesin. Gördüğünüz gibi benim gözüm bile şu an kapalı” desem de başhekim yardımcısını pek de etkileyemedim.

KEŞKE YILDIRIM DİŞ HASTANESİ’NE GİTSEYDİM

Geçtiğimiz yıl yine bir diş sıkıntısı yaşamış ve Yıldırım’da bulunan Diş Hastanesi’ne gitmiştim. O zaman sağda bulunan tek diş için gitmiştim fakat o gün doktor, ileriki zamanlarda soldaki dişimle de sıkıntı yaşayabileceğimi söyleyerek onu da tedavi etmişti. Bununla da kalmayarak diş temizliğimi de gerçekleştirmişti. Ve bu kez yan yana olan ve tek anesteziyle gerçekleştirilebilecek iki diş söz konusuydu… Halbuki Nilüfer’de, Nilüfer ilçesinde bulunan bu hastaneyi, elit bir yer olduğunu düşünerek ve evime de yakın olmasından dolayı tercih etmiştim. Öğrendim ki hastaneler bulundukları konumlarla kıyaslanmamalıymış. Yıldırım Diş Hastanesi’nin doktorundan personeline, kapıcısına kadar, hepsi çok çok daha iyiymiş, o görüldü.

Özetle;

Nilüfer gibi bir yerde ve de yeni açılmış bir hastaneye bu tür çalışmanın yakışmadığını dile getiriyorum. Özellikle de bana tüm bu olumsuzlukları yaşatan doktordan büyük şikayet ediyorum. Gereken uyarıların yapılması talebimle (istenildiği taktirde doktorun adı bende).

Saygılarımla

Semra Kaya

 Kadınların itirazı var!

Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü ve Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’nde yürüyüş düzenledi. FSM Bulvarı’ndaki Nilüfer Kent Konseyi önünde toplanan kalabalık grup, ellerinde “Çocuk yaşta evliliğe, emek sömürüsüne, adaletsizliğe, müftülük yasasına, şiddete itirazımız var” yazılı dövizlerle yürüdü. Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Seden Bozbey, Nilüfer Belediye Meclisi’nin kadın üyeleri ile CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu yürüyüşe katıldı.

ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE HAYIR!

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da bir ara yürüyüş yapan kadınların yanına gelerek destek verdi. Sloganlar atan kadınlar, şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını bir kez daha dile getirdi. Nilüfer Belediyesi Halk Evi önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Cevriye Coşkun Kayış, kadınlar adına basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kayış, “Bugün, demokrasi ve özgürlük savunucusu üç kız kardeşin onurlu mücadelelerini anma ve kadına yönelik yapılan her tür şiddetle mücadele etme günüdür” dedi.

Kadınların ve LGBTİ’lerin öldürüldüğü, çocuk evliliklerinin, istismarın ve şiddetin boyutunun her geçen gün arttığına dikkat çeken Kayış, çeşitli yasa ve yasa tasarılarıyla kadını ikincilleştiren ve kadına yönelik şiddeti göz ardı eden sistemin, toplumsal yaşantıda da her türlü tacizin ve tecavüzün önünü açtığını ifade etti.

MÜFTÜLÜK NİKAHINA İTİRAZ

Verdiği rakamlarla kadına yönelik şiddeti gözler önüne seren Kayış, “2017 yılının başından bu yana 286 kadın öldürüldü. Geçtiğimiz ekim ayı içinde dahi, erkekler 31 kadını öldürdü, 13 kadına tecavüz etti, 17 kadını taciz etti, 28 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 32 kadına şiddet uyguladı” şeklinde konuştu.

Hükümetin yaptığı düzenlemeleri eleştiren Kayış, müftülük nikahını da kabul etmediklerini söyledi. Diyanete bağlı kurumlarda camilerdeki vaazlar ve hutbelerde kadına yönelik taciz, tecavüz şiddet, baskı, ayrımcılık konularının dile getirilmesini istediklerini belirten Kayış, kadınlar öldürülmeyinceye, çocukların gözünden bir damla yaş süzülmeyinceye, trans, biseksüel, lezbiyenler ayrımcılığa uğramayıncaya, tüm mülteci kadınların yurdu dünya oluncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini, erkek şiddetine karşı susmadıklarını ve itaat etmeyeceklerini dile getirdi.

Basın açıklamasının ardından kadınlar, Nilüfer Barış Meclisi’nde düzenlenen söyleşiye katıldı. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’ndan Esra Aşan, Bellhooks’un ‘Feminizm Herkes İçindir’ kitabı üzerine kadınlarla söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide kadınlar, feminizme ilişkin görüşlerini de dile getirdi.