KİMSESİZ ÇOCUKLAR İÇİN ŞARKILAR EŞLİĞİNDE MANTI AÇIYORLAR

Güzelyalı’da bir grup gönüllü kadın, mantı açıp satarak elde ettikleri gelirle kimsesiz veya ihtiyacı olan çocukları giydiriyor ve burs veriyor. Ellerinize sağlık hanımlar…

 Emekli olduktan sonra evde ‘boş boş’ oturmaktansa ihtiyaç sahibi çocuklara yardım etmeyi uygun gören ve bu projeyi hayata geçiren bir grup gönüllü kadın, bugün ‘yardım etmenin’ tarifsiz mutluluğunu yaşıyor.

İktisat mezunu olan Saime Dergi ve ablası, emekli olduktan sonra hayata geçirdikleri proje kapsamında, tam beş yıldır bir sürü kadınla birlikte, haftanın üç günü (pazartesi, çarşamba ve perşembe) Saime Hanım’ın eşsiz deniz manzaralı balkonunda bir araya geliyor ve şarkılar eşliğinde mantı açıyor.

Her hafta 10-15 kadın tarafından yapılan kıymalı mantılar çocuklara ulaşmak için satışa çıkıyor. Elde edilen gelirle 350’nin üzerinde kimsesiz çocuğun giysi, eğitim ve eğlence gibi birçok ihtiyacı karşılanıyor.

Saime Dergi, agazete’ye yaptığı açıklamada, başlarda cami önünde, şimdilerde ise haftanın üç günü evinin balkonunda 5 yıldır bu kapsamda gönüllü hizmet verdiklerini söyledi.

HER ŞEY ÇOCUKLAR İÇİN

Güzelyalı’da ve Türkiye’nin bir çok yerinde belirledikleri ihtiyaç sahibi kimsesiz çocuk için çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Dergi, şöyle konuştu:

“1963 doğumluyum ve Güzelyalı’da ikamet ediyorum. Emekliyim. İktisat Fakültesi mezunuyum. Çok şükür her birimiz kendi işimizden emekli olduk. Ve 2013 yılında artık dünya işlerini bir tarafa bırakıp (çocukları da evlendirdikten sonra) kardeşlerimle birlikte bu işlerle ilgilenmeye başladık.

Tek amacımız çocuklara yardımcı olmaktı. Ve ‘acaba nasıl olur da sosyal hizmetlerde bulunabiliriz’ düşüncesiyle bir çok konuyu araştırdık. Ablamla birlikte bir çok yere gittik. Kaymakamlığa, belediyeye ancak maalesef oralarda yapabileceğimiz bir şey bulamadık.

Tam ümitsizliğe kapılmak üzereyken, Kaymakamlıkta görevli bir bey, çocuklara yönelmemizi önerdi… Bu  fikir her ikimizin de birden merkezimiz oldu. Emekli olmuştuk ve vaktimizi iyi değerlendirmek istiyorduk. Sorumluluğumuz vardı çünkü topluma, komşularımıza karşı…

İlk zamanlar kek kurabiye yapıp, caminin çevresinde sattık. Elde ettiğimiz parayla çocuklara yardımcı olmaya çalıştık.

350 ÇOCUĞA BOT ALDIK

Geçen sene kış başında, bot aldık örneğin 350 tane. 11 bin TL’ye yakın tuttu. Ancak bizlerin o kadar yardım edebilme gücümüz yoktu…

O yüzden sağ olsun bütün arkadaşlar (kursumuzun hocası ve kurstan arkadaşlar da vardı aralarında) dediler ki; “Biz bunu yaparız. Hep beraber üstesinden geliriz…”

Ve Zühra, Nuriye, Songül, Binnaz, her zaman yanımda ve destekçi olan Selma ablam, Berrin kardeşim, kurstan Binnaz ve daha bir sürü arkadaşımla birlikte omuz omuza verdik, çalıştık ve o parayı ödedik.

Nereli oldukları fark etmiyor

Böylece; yaklaşık beş yıldır iyiliye doğru başlayan yolculuğumuz halen devam ediyor. Şükürler olsun ki, nereden oldukları fark etmeksizin bir sürü ihtiyacı olan çocuğa ulaştık ve de yardım eli uzattık. Hatta geçen yıl Muş’un köylerine dahi giysi gönderdik.

Bu seneki amacımız dağ köylerindeki çocuklara yardımcı olmaktı. Ancak öğrendik ki dağ köylerinde fazla çocuk kalmamış… Bu sebeple buralardaki çocuklara yardımcı olmaya devam ettik.

Başlarda, yardımlarımız en doğru adrese gidebilmesi için, kimin ihtiyaç sahibi olduğunu okullardan ve Milli Eğitim’den öğreniyorduk. Şimdilerde bu durumu gönüllü kadın konseyleri araştırıyor ve bize bildiriyor. Sağ olsunlar. Önümüz kış… Ve bizler şu an elimizde 400 adet ayakkabının var olmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak bu sene mont da almak istiyoruz. Bu yüzden de bir ay önce mantı açmaya başladık. Keşke bunu daha önce yapsaydık.

HİÇBİR DERNEĞE BAĞLI DEĞİLİZ

Hiçbir derneğe vb kurumlara bağlı değiliz. Tamamen gönüllü bir grubuz. Elimizde bulunan bir tek kardeşimle birlikte emekli olduktan sonra açtığımız ‘Varlığı Yokluğu Paylaşmaktır’ adlı herkese açık watsap grubuna sahibiz. Sizinde gördüğünüz gibi şu an haftanın üç günü, Pazartesi, Çarşamba ve Perşembe günleri balkonlarda hoş sohbet, şarkılar eşliğinde mantı sarıyoruz. Çünkü bu evler ve balkonlar bir gün hesap sorarlar insana! O yüzden iyi değerlendirilmeliler. 

KAFAM PROJE DOLU

Kafamda o kadar çok projem var ki aslında… Örneğin bir ara kimsesiz çocuklarla, kimsesiz yaşlıların bir araya getirilmesini, gündüz bakım evleri yapılsın istedim. Daha sonra öğendim ki belediyenin de böyle bir projeleri varmış. Ancak gelişmedi. Aşevi projesi vardı o da gelişmedi.

ÇOK ÜZÜLÜYORUM

Çünkü camilerimiz kocaman, büyük ve geniş yerlere sahip. Ve camilerimizde o kadar çok sosyal hizmet yapılabilecek yerler var ki…

Ancak ne yazık ki tüm camilerde çay bahçesi veya kahvehaneler mevcut. Ve halk işte tam da bu kahvelerde oturmaya devam ediyor...

Halbuki bizlere de camilerden birinde büyükçe bir yer verilse, ihtiyaç sahipleri gelip çalışabilse, üç beş kuruş onlara bir fayda olsa…

İBADET SADECE DİNDEN İBARET DEĞİL

Yine kuran kursları yapılsın, din öğretilsin. Ancak bunlar yapılırken ibadetin sadece dinden olmadığını, sosyal emeğin de gerekli olduğu öğretilsin. Aç olan gidip orada bir şeyler kazanarak kendini doyurabilsin. Hatta kimsesiz çocuğun ayakkabısını verebilsin.

Cami demek bu demek bana göre çünkü.  

İnsanın sığınabileceği yer demektir.

Birine para vermek mesele değil. Önemli olan bir insanın kendisinin bir şeyi üretmesi ve parasını kazanabilmesidir asıl olan.

TÜM YETKİLİLERE SESLENİYORUM

Bu vesileyle başta belediyemiz ve kaymakamlığımız olmak üzere tüm yetkili birimlere sesleniyorum.

Sayın yetkililer. Evet, bizler bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ancak mevcut şartlarımız daha fazlası için el verişli değil. Halbuki bizler maksimum faydalı olmak istiyoruz. Ancak bunu yapabilmemiz için daha geniş ve ferah, isteyen herkesin gelebileceği bir yere ihtiyacımız var. Bu yüzden bize geniş bir yer temin edin. Edin ki daha çok kişi rahatlıkla gelebilsin ve daha çok üretim olsun.

Herkesi iyilik yapmaya davet ediyoruz…

Saime Dergi