Dün 3 Mayıs Türkçülük Günü’nü kutladık kendimizce. Ben de WhatsApp’tan bu günle alakalı bir durum paylaşımında bulundum hatta.

Bilmem kaçıncı uzvumuz durumunda olan Facebook’tan da bu günün anlamına dair paylaşımları beğendim.

Paylaşımımda bulunan ‘1944’ rakamıyla alakalı da bazı kardeşlerim, “Türk’ün günü Altaylardan Tuna'ya abi” dedi.

..Ve ben,

1944’te Hüseyin Nihal Atsız ve Sabahattin Ali arasındaki davadan bahsetmedim bu arkadaşlara…

Araştırmalı “Türk milliyetçisiyim” diyen kardeşim. Ne de olsa Google diye bir mucize var avuçlarımızın içinde artık.

WhatsApp durumumu yanıtlayan bir kardeşimin, uygulamadaki takma adı ise ilgimi çekti: Yanlız Kurt. 

Türkçem çok iyi değildir ama dikkat etmeye çalışırım ve editörlükten kalma bir hastalıktır bu bende.

Arkadaşa bir mesaj çekme ihtiyacı hissettim:

“Kardeşim yanılmaktan yanlış, yalından yalnız… Yalnız olmalı ama o…”

Tam cümlem bitiyordu ki WhatsApp uygulamasının ‘yazıyor…’ kısmı parmaklarımı telefondan çekmeme neden oldu.

Genç dostum biraz kırılmış olacak ki,

Yalnışbişi yazmış olabilirim abi. Bunu chocuga harf öğretir gibi söylemeseydin keşke” deyiverdi.

Chocuga’ ve ‘bişi’ kelimelerinin hangi dile ait olduğunu düşünürken, kardeşime duyduğum samimiyetten dolayı “Yalnış değil arkadaşım yanlış” dedim ve engellendim.

Arkadaşımın bu eylemi üzdü tabi beni…

Demek istediğim şudur ki milletinin milliyetçisi olduğunu öne süren insan önce dilini düzgün kullanmalı.

Yazdığım bu yazıda kim bilir kaç hata ve yabancı kelime var. Bu konudaki uyarıları genellikle dikkate alıyorum ve Türkçe’mi ‘Türkche’leştirmemek adına kendi çapımda mücadele veriyorum.

Neyse, goodnight