Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından başlatılan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOOB) tarafından koordine edilen ve 15 sivil toplum kuruluşunun paydaş olduğu ‘Üreten Türkiye Konuşuyor’ toplantıları Ankara Van ve Adana’dan sonra Bursa’da gerçekleşti.

Üreten Türkiye Konuşuyor toplantısının bana göre iki ayrı profili vardı; biri üreten yani sanayici işadamı, işçi, çiftçi, esnaf, öbür tarafta ise ‘Yöneten Türkiye’ profili.

Örneğin Gümrük Bakanı Bülent Tüfekçi, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TESK Başkanı Bendevi Palandöken Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk-İş Başkanı Ergun Atalay, Vali İzzettin Küçük. BTSO Başkanı İbrahim Burkay, BTB Başkanı Özer Matlı, U.Ü Rektörü Prof Dr Yusuf Ulcay ve çok sayıda davetli yerini almıştı.

Toplantının konusu üreten Türkiye dedik ya; ben Bakan konuştuktan sonra üreten Türkiye’nin kahramanlarını dinleyecek zannettim. Ama TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan sonra sazı eline alan Bakan Tüfenkçi'nin referandumda evet propagandası yaptıktan sonra yöneten Türkiye’nin ağır toplarıyla beraber salondan ayrılmasını çok anlamlı bulmadım. Zaten kendileriyle konuştuğum bazı katılımcılarda aynı dertten muzdaripti.

Bir anlamda üreten Türkiye değil, yöneten Türkiye konuştu.

Öğrendiğim kadarıyla yöneten Türkiye'nin ağır topları gün boyu devam eden toplantının kapanış bölümüne dönecekleri ve beyin fırtınasından çıkan sonuçları alacakları yönündeydi…

 Ayrıca yine özel bilgi; Hem Bakan Tüfenkçi, hem TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, hem Mehmet Büyükekşi dün akşam BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın kızının düğününe katılacaklardı. Yazımı hazırladığım sırada durum buydu.

Gelelim Bakan Tüfenkçi'ye;

Bakan, toplam 12 ili kapsayan bu arama toplantılarından sonra Türkiye genelinde ticaret kongresi yapılacağının altını çizdi.

Sözü 16 Nisan'daki referanduma getiren Tüfenkçi önümüzdeki referandum Türkiye’nin yönünü belirlemesi bakımından çok çok önemli. Bu anayasa değişikliği sizleri daha çok ilgilendiriyor. Çünkü daha çok üretmede daha hızlı karar almada önünüzdeki engelleri kaldırıyor.

Bakanın konuşması eskisi gibi çok heyecan yarattı diyemem.

Çünkü o salonda bulunan üreten insanlar. Üretimin dini, imanı, 'evet'i, 'hayır'ı olmaz malum. Girişimci önünün açılmasını üretimin önündeki engellerin kaldırılmasını ister.

Allah aşkına biri kalkıp bana Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modelinin ekonomiyi ilgilendiren kısmını açıklasın. İkna olmak istiyorum.  Yahu 2023’te 10. Büyük ekonomi hedefine ulaşma bakımından olsun, terör konusunda olsun hangi önlemi almak istendi de alınamadı. Yeni sistemde farklı ne olacak.

Çünkü 15 yılda 17.sıradaki yerimizi bile koruyamadık. Kimi kaynaklara göre 18, kimi kaynaklara göre 20. sıraya geriledik.

Bursa olarak baktığımızda Bakan bir çok rakam verdi. Fakat şu bir gerçek ki siyasetçi vermek istediğini veriyor.

Oysa 2016 da Bursa, yabancı sermaye girişinde 7. sıraya teşviklerden aldığı payda 8. sıraya geriledi. Turizm’den aldığı pay ise devede kulak. Son 10 yıldır adamakıllı bir yatırım yok. 5 yıldır Yenişehir otomotiv test merkezine kazma vuramadık.

Ona da anayasa mı engel oldu acaba…

Keşke Bakan bunları açıklasaydı da bizde tatmin olsaydık.

Ne menem şeymiş bu anayasa.

Gümrük kapılarını 350 milyar dolarlık ihracatı domine edecek şekilde reorganize ettiklerini söylüyor.

Buradan adres veriyorum;

Ardahan Posof üzerinden Gürcistan’a geçiş kapısı olan Türkgözü sınır kapısına bir gidelim. Aradaki farkı görelim lütfen.

Bu arada Bakan Tüfenkçi ilginç bir itirafta bulundu. Çek kanununa karşılıksız çeklere yeniden hapis cezası öngören düzenlemenin yapıldığından piyasanın haberi olmadığına dikkati çekerek ”Ya biz anlatamamışız ya da piyasa yeterince anlamamış” dedi.

Dip not;

 Karşılıksız çek doğrayanlara af çıkarılmasına en fazla muhalif eden gazetecilerden biriydim. Tıpkı kredi kartlarında olduğu gibi ‘Çek’ kanununda da geri adım atılmıştı. Haklı çıktığım için mutluyum…