"Sn. Alinur Aktaş,

Sn. Mustafa Dündar,

Sn. Oktay Yılmaz,

Sn. Turgay Erdem,

Sn.  Hayri Türkyılmaz,

Sn.  Uğur Sertarslan..." diye başlayan bir mektuptan bahsedeceğim sizlere...

Mektuptaki isimlere baktığınızda olayın siyaset üstü olduğu bir bakışta anlaşılıyor

Peki nedir bu siyaset üstü durum diyecek olursanız...

Onu da artık Şahin Gençal'ın satırlarından dinleyelim

Gençal öylesine güzel konuşu gündeme getirmiş ki hani derler ya ne bir fazla eklenecek cümle var ne de bir fazla çıkarılacak... en iyisi sözü daha fazla uzatmamak ve bu siyaset üstü mektubu burada yayınlamak" Eliniz, kaleminize yüreğinize sağlık Şahin Gençal...

"Çok değerli Başkanlar, kışın artık kapıya dayandığı bu günlerde, yönettiğiniz kentin büyük sorunları olduğunu, özelikle Pandemi şartları ortamında işinizin çok daha ağırlaştığının bilinci ile, sizlerle paylaşmak zorunda kaldığım sokak hayvanlarının durumu için kusura bakmayacağınızı umuyorum...

Yirmi yılı aşkın süredir aralıksız sokak hayvaları ile ilgileniyorum...

Başta Uludağ yolu olmak üzre,

Çalı, Alattinbey, Başköy, Akçalar, Balat, Bademli, Eski Mudanya yolu olmak üzre, gün aşırı besleme yapıyorum...

Bu güzergahta gelip geçen herkes sanıyorum beni tanıyordur...

Besleme yaptığım sahada yaklaşık 400 köpek, 60 civarında kedi yaşamaktadır...

Aylık 10 ton civarında, birkaç tavukçudan et temin ediyorum..

Sağlığım elverdiği ve tavukçu işyerleri kapanmadığı sürece bunu yaşamımın sonuna kadar büyük istekle sürdüreceğim...

Bunu büyük keyif alarak yapıyorum ve çok mutlu oluyorum...

Ancak,

Bazı hususlar varki beni aşıyor ve çok üzülüyorum...

Bu nedenle, siz değerli yöneticilerime, sahada yaşadığım ve çok acı çektiğim bir kaç konuyu paylaşmak istiyorum...

Sırasiyle,

_ Hayvanlar kısırlaştırılmadığı için çok yoğun doğum yapıyorlar,

_ Doğan hiçbir yavrunun yaşama şansı yoktur.. (%2cıvarında)

_ Yavrular zor koşullarda dört aylık olunca ölüyorlar...

_ Uyuz en çok görülen hastalıktır.. Kış şartlarında çok acı çekerek ölüyorlar...

_ Sürüler halinde ıssız bölgelere köpekler salınıyor..

_ Bu uygulamada eğer bir mecburiyet varsa,

ÖNERİM ŞU:

Kış şartlarında Uludağ tepelerine köpek bırakılmasın,

Küçük tip köpeklerin, büyük köpeklerle birlikte bırakıldığında, hiçbir şekilde yaşama şansları yoktur...

Bu onları açıkça ölüme terk anlamına gelir...

Baktığım alan itibariyle,

Hayvanların açlık sorunu yoktur..

Ama, uyuz ve kısırlaştırma sorunu vardır...

Doğan yavruların anneleriyle birlikte çözülmesi gereken sorunlar vardır...

Daha bir çok sorun var elbet, kısaca bir özet sundum..

Bu bir insanlık sorunudur.     Bu canlar bizimle beraber yaşamak zorundalar..

Doğa hepimizin, paylaşmalıyız... Paylaştıkça mutlu oluruz. İnsanlar yeni yerleşim alanlarında evler kurdukça orda yaşayan canları kovuyorlar.. Halbuki o yerler onların... Onlarla birlikte oraları paylaşsalar ne olur..?

Bu sevgisizlik niye..?

"Yaradılanı yaratandan dolayı sevmek" gibi güzel bir öğüdü neden unutuyoruz...

Yüreğinde hayvan sevgisi olmayan birinin bir insanı sevebileceğine inanmıyorum..

Bu coğrafyada insan sevgisinin eksik olmasını, hayvan sevgisinin olmamasına bağlıyorum...

Çok değerli Başkanım,

Sevgili Alinur AKTAŞ,

Sizi bir hayvansever olarak tanıdım.. İnegöl Belediye Başkanlığınız

döneminde yaptığınız çalışmalar, Büyükşehir Başkanlığı döneminde de size yakışan bir noktaya taşıyacağınıza inancım tam...

Bu meselelere bir el atın.

 Bir kurul oluşturun...

Hiçbir ilde yapılmayan birşeyi Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak siz yapın...

Başarı,

"Kimsenin yapmadığı şeyi yapmak"

değil midir?..

Bir umut olun..

Bu başarı sizi bekliyor sevgili Başkan..."