Konuşursun konuşmanı beğenmezler..

Susarsan da bu sefer içinden pazarlıklı derler.

Beğenmiyoruz.

Sabredemiyoruz.

Sevemiyoruz.

Şükredemiyoruz.

Bütün bir sayfayı hep olumsuz düşünce kalıplarıyla doldurmak gerçekten mümkün.

Vücutta beliren tedavisi zor ya da imkansız gibi görünen hastalıklardan daha tehlikeli bir düşünce bozukluğu hastalığımız var bizim. Hiçbir halimizden razı değiliz. Hani meşhur bir laf öbeğimiz vardır böyle durumlar için sakladığımız “Ölmüşüz de bir fatiha okuyanımız yok” diye;  çok yerinde söz..

 

Yaz gelir sıcaktan kavrulduk der.

Kış gelir soğuktan buyduk der.

Çocukken büyümek ister.

70 yaşına vardığında da ah gençliğim der..

 

Yoklukta “keşke şu da olsa da yesem” dediği şeye;

Zengin olduğunda “yine mi bu yemek” diyebilen varlığa İnsan denir.

 

İnsanoğlu ulaşamadığı her şeyin kölesi oldu bu hayatta. En çokta bu zamanda. Eskiler hiç öyle mi; varlık bilirdiler yokluk bilirdiler. Ele geçmeyene nasip dediler, sahip oldukları şeylere de daima şükrettileri. Sanırım akıllarımızda varlıkla yokluğun sadece ve  sadece ismi kaldı. “Şükretmek” kaldı mı diye sorsanız;  “ben yaptım” diyen insanın diliyle bencilliği arasında kaybolup gitti diye cevap veririm..

 

“Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?

Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?

Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.

Ah insanlar!

Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…” / Charles Bukowski

 

“Üzüm üzüme baka kararır” atasözünü bu yüzyılda yaşayan insanlar tam manasıyla yaşıyor.

Herkes birbirine baka baka,

Onun var benim niye yok diye diye. 

Aslını unuttu insan.

Şükrünü unuttu insan.

İnsan olmayı unuttu insan.

Dahası bir kan pıhtısından yaratıldığını unuttu insan...

 

“Sürekli hayattan şikâyet edenlerle sağlam bir gelecek kurulamaz.

 Kurulsa da daim olmaz. Hayatın güzelliği acı ile sevinci bir arada bulundurmasıdır.”

 

Hüzün, sıkıntı ölüm vuku bulana kadar insanla birlikte olacaktır. Her hüzünden sonra bir sıkıntı her sıkıntıdan sonra da hüzün gelecektir. Mesele insanın yokken de varlıklı zamanındaki tavrı gösterebilmesidir. Hep aklımda daima güncel kalan bir söz var ki bu söz sayesinde eğriyken doğrulabildim, doğruyken de eğrilmekten korundum:

 

"Seni iki şey anlatır; Hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır,

 Her şeyin varken sergilediğin tavır."