Herkes doğru insanı bulmak ister, yanılmamak için.

Oysa kimse uğraşmaz, doğru insan olmak için.

[Freud]

Doğru insanı arıyorsun da, sen kendin eğri iken doğru insanı bulman kabil mi?

Ya da doğru insanın eğri insan ile birlikte zamanı eksiltmesi mümkün mü?

Herkes cebinde kırık ayna taşıyor, kimse başkasının acizliğinden ders almak istemiyor, tersine ondaki bu eksikliği alay etmek için kendine malzeme yapıyor.

Hz. Peygamber ashabıyla beraber yürürken yol kenarında bir köpek ölüsüne denk gelir. Sahabelerden bazıları manzara karşısında "Bu leş ne kadar da pis kokuyor" demekten kendilerini alamazlar. Bu durum karşısında Allah Rasûlü’nün tepkisi ise hayli farklı olmuştur: "Köpeğin ne güzel dişleri var!"

“Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.”

Hayvanlar bile pislerini yaptıktan sonra fıtratı gereği pisin üzerine toprak atarlar, Allah'ın yeryüzünde kendisini halife kıldığı insanoğlu ise başkasında bir kusur gördüğü an onu gün yüzüne çıkartarak onunla alay etmeye meyleder.

Herkesin değişim içinde olduğu ama kimsenin aradığı, hayatında o doğru insan diye tarif ettiği insanla karşılaşıp yeni bir hayat kuracağı insan gibi doğru bir kişilik için çabalamadığı bir zaman dilimindeyiz.

Ne diye ilk önce doğru bir insan olmak için mücadeleye koyulmazsın?

Bir buğday başağının bile un haline gelmesi için en az 6-7 ay bir zamana ihtiyacı varken sen nasıl olur da ektiğinin ertesi gün hasadını bekler durursun. Başak diye geçme, onun için sabır vardır zaman vardır, sevgi vardır dahası Allah'ın ona aşıladığı vakti gelince -"kun fe yekün"- Ol der ve olur tecellisi vardır.

Ara ..

Önce doğru insanı değil!

Doğru insanı içinde ara.

İnsan aslında kötülüklerini bıraktığı an o içinde saklanan Doğru İnsan da gün yüzüne yavaş yavaş çıkmaya başlayacaktır.

Bir nasihat:

"Yerinde sayma! "

Sözün özü:

"Sen önce aradığın gibi doğru bir insan ol.

Sonra belki Allah nasip eder de doğru İnsanı bulursun."