FETÖ’cü subayların darbe girişimi sanki AK Partiye yönelik olmuş gibi, bir algıya dönüştürüldü.
Darbelerin niteliği ne olursa olsun, tek hedefi var, demokrasiyi yok etmek... Bunun bilincinde olmak gerek.
Her darbe döneminin mağdurları bu ülkenin solcuları oluyor.
70-80 dönemlerindeki askeri cuntalarda ilk içeriye alınıp işkence tezgahlarında geçirilenler demokratlar ve solcular olmuştur.
FTÖ’cü subaylar darbelerinde başarılı olabilseydiler, ilk olarak, CHP’lilerden başlayarak, ne kadar solcu, sosyalist demokrat kimliğe sahip insanlar varsa, zindanlara dolduracaklardı.
Sürekli olarak darbe karşıtı olan solcular sosyalistler, sosyal demokratlar neden darbeye karşı kitlesel olarak sokağa çıkmadılar eleştirileri yapılıyor.
Bazı sığ düşünen çevreler, bu darbe girişiminin iki İslamcı yapının hesaplaşması olarak değerlendiriyor.
Kaygılı olan bazı çevreler, sokağa çıkanların arasında bulunan bazı selefi yapıların taraftarlarının tekbir getirmelerinden kaygı duyduklarından sokağa çıkmadıklarını belirtiyorlar.
Darbeci askerlerin teslim olması esnasında, emir kulu olan, askerlere karşı bazı dengesiz, selefi İŞİD ruhlu kişilerin yaptığı saldırılar, öldürme vakaları toplumun böyle davranmasına neden olmuştur.
Umarız katil darbecilere uygulanacak cezai işlemler, bu kontrolsüz katillerde uygulanır.
Ergenekon davasında içeri alınan Nedim Şener’in ilginç değerlendirmeleri beni oldukça şaşırttı.
Şener,” CHP neden sokağa çıkma çağrısı yapmadı” diyerek CHP’ye yönelik eleştiride bulundu.
Ben de, Nedim Şener gibi CHP neden sokağı çıkmadığını sessizce düşündüm.
Yayına bağlanan CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bolu Milletvekili Bülent Tezcan, CHP’lilere sokağa çıkmaları yönünde çağrıda bulunduklarını söyledi.
Nedim Şener’in CHP’ye yönelik yaptığı haksız eleştiriye, Ergenekon Avukatı olan Celal Ülgen tarafından “Tetikçilik yapıyorsun eleştirisiyle tepki gösterildi.
CHP’lilerin ve diğer kesimlerin sokağa çıkmalarının nedenin arakasında, sokağa çıkan AK Parti teşkilat mensuplarının tekbir getirmeleri, savaş dönemiymiş gibi cami minarelerinde, saatte bir selaların okutulması.
Olağanüstü bir dönemde geçtiğimiz bugünlerde birlik, beraberlik mesajları verilmesi yerine, siyasal mesajlar verilerek Taksim gezi parkının gündeme getirilmesinin sıkıntılı bir durum olduğunu düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyetinin milli iradesinin yönetim merkezi olan TBMM'de yapılan bombalı saldırının bir tek tarifi var demokrasiye.
Bursa’da demokrasiye inan tüm siyasi partiler, STK’lar, dernekler bir araya gelerek, Darbelere karşı kol kola girerek ortak bir yürüyüş ve eylem yapmaları bekleniyor derken CHP genel merkezinden son dakika haberi düştü.
CHP'nin 24 Temmuz Pazar günü Taksim Meydanı'nda, "Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi" düzenleme kararı aldığını duyurdu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, “Bu miting bütün siyasi partilerimize, parti ayrımı gözetmeksizin tüm milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, parti yöneticilerimize ve 78 milyon vatandaşımıza açık bir mitingdir. Orada CHP'yi öne çıkaracak bir söylem ya da davranış içerisinde olmayacağız. Orada parlamenter demokratik sistemi güçlendiren, demokrasi ve Cumhuriyet'i, özgürlükçü demokrasiyi kalıcı kılacak bu tavrımızı, bütün vatandaşlarımızla birlikte devam etme kararlılığını göstermek üzere bir araya geleceğiz. Türkiye'deki kardeşlik ruhunu yeniden tesis etmek adına bu mitinge bütün vatandaşlarımızı davet ettiğimizi ifade ediyorum." dedi. Bence demokrasiye böyle sahip çıkılır.